Dikkat çekiyor mu bilmiyorum; bu Dünya’da resmen kabul gören 206 tane ülke var. Bunlardan tam 50 tanesi İslam ülkesidir. Yani ahalisinin çoğunluğu Müslüman olan ülke sayısı tamı tamına 50. Allah bölmeden artırsın. Bu ülkeler ile ilgili ön planda olan bir gerçeği ise konuşmak pek isteyemiyoruz. Çünkü konu vahim ve içler acısı. Bu bahsi geçen 50 ülkeden yalnızca birinde halk iradesi devletin yönetimine yansımaktadır. Yalnızca ve sadece bir tanesinde millet devletin sahibidir. Yegane tekinde demokrasi vardır. Sizce bu ülke hangisidir? Bu ülke Türkiye’dir.
Bunun öneminin farkında mıyız acaba? Taşıdığımız sorumluluğun ağırlığını idrak eder halde miyiz? 2 milyar Müslüman’ın özgür iradeye sahip olabilmesini sağlayacak olan tılsım bizde. Bu tılsım bir hazinedir. Türkiye’nin en büyük zenginliği sayısı 50 ülkeyi bulan din kardeşlerimizi aydınlığa ulaştıracak olan cumhuriyettir. Çünkü cumhuriyet ülkedeki herkesin inanç özgürlüğünü garantiye alır. İnanmak ve iman bir ezber değil; bir tercih, bir seçim, bir idrak&itaat halini alır. Aşırıcı, ayrıştırıcı ve nefreti körükleyen inanış biçimleri ise asayiş çerçevesi içinde değerlendirilir. Bu kadar basit. Cumhuriyet kişilik hakları ile ilgilidir. Milletin tayin ettiği devletin, her vatandaşın bireysel haklarını gözeteceğine dair verdiği anttır cumhuriyet.
Cumhuriyet kısıtlamanın önündeki engeldir. Sınırlamacı anlayışın ta kendisini belli hudutlara koyan cumhuriyettir.
Maalesef pek çok kadın bunu fark edemiyor. Çünkü bunları elde etmek için Dünya’daki pek çok kadının aksine ölmek zorunda kalmadılar. Amerikan Kadınları kişilik hakları için, oy hakkı için sokaklarda polislerle çatışırken Türk Kadını ülke seçimlerinde oy kullanıyordu. Amerika’da kadın otobüsün arkasına oturmak zorundayken, araba kullanamazken Türkiye’de kadın pilot oluyordu. Türk kadını maalesef ne kadar özel bir olayın öncül faktörü olduğunu idrak edemiyordu. Dünya’da kadınların mülk edinme hakkı yoktu! Bir kadının elinden mal edinme hakkını gasp etmek şeref ile bağdaşır mı? Bu nedenle cumhuriyet bir onur meselesidir.
Efendim; “Cumhuriyeti ilk kim icat etti?”
Yav ne önemi var bunun? Saltanatı ilk kim icat etti? Despotizmi ilk kim buldu? Feodalizmi ilk kim çıkardı? Anarşizmi, radikalizmi, gericiliği ilk kim çıkardır? Kabul buyurulsun: Devlet yönetim biçimleri anonimdir.
Peki bizim cumhuriyet kavramı ile tecrübemiz nedir? Sokrat Hoca’nın öğretisi Cumhuriyet’i okumakla cumhuriyeti tamamen anladığını düşünenlerimiz olmasıyla beraber aslında cumhuriyetin üzerinde yaşadığımız coğrafyanın genlerine işlediğini unutmamamız gerekiyor. Cumhuriyet dediğimizde aklımıza Türk Ahi Cumhuriyeti gelmeli örneğin. Bu, Türk’ün erken cumhuriyet denemelerinden biridir. 1290 yılı ile 1354 yılları arasında hüküm süren bu Orta Anadolu Devleti’nin başkenti ise Ankara idi. Bununla beraber Türk Osmanlı Devleti’nin Türkiye Cumhuriyeti’ne geçişi süreci ne 1 hafta-10 günlük ne de 20-30 yıllık bir yolculuktur. Kaba tabir ile; Fransa’da ulus devrim hareketlenmesinin krallığı alaşağı edişinden yaklaşık 40 sene sonra, ve yani 18. yy sonlarına doğru Osmanlı’da Anayasal hareketlenmeler dile getirilmeye başlar. 19. yy geldiğinde Osmanlı tebaasında yoğun bir yeni devlet biçimi talepleri ortaya çıkmıştır. Şu anda 21. yy’da olduğumuzu hatırlarsak cumhuriyet ağacımızın köklerinin toprağın üstte kalan kısmından daha uzun olduğunu tahmin edebiliriz.
Bireysel haklar, insan olmamızdan ötürü sahip olduğumuz özlük haklarımızdır. Bunlar Türk için 300-400 asırlık değil 3000-4000 yıllık meseledir. Konu daima; Yaradan’ın bize bahşettiğinin kötülerce gaspına engel olmak idi. İşte cumhuriyet ile devlet bu sorumluluğu eşitlikçi adalet ile tesis etmenin sözünü verir. Anayasal Cumhuriyet’imizin inşasının 300 senede tamamlanması bu cumhuriyetin bizlere sunduğu hakların artık ulusal kimliğimizin bir parçası haline gelmesine sebep olmuştur. Kamusal düzeni bozmadıkça ve rahatsız etmedikçe dileyen dilediğini yapmakta özgürdür. Türk Bayrağı’nı pencereye asmak bir kamusal zorunluluk ya da dayatma değildir. Hür irade ile yapılır yapılan.
Kurtuluş Mücadelesi içinde Dünya’nın en güçlü ülkelerinin oluşturduğu koalisyonun işgaline direnmek için silkinen ahali arasında şöyle konuşmalar geçiyordu:
“Kemal Paşa Osmanlı’nın topraklarını bize verecekmiş.”
‘Nasıl olacakmış o?’
“Artık parasını veren toprağı alabilecekmiş.”
‘Haydi canım. Şehzadeler, şeyhler dururken bize toprak satarlar mı?’
Atatürk sözünün eri bir komutandır. Dünya’da Atatürk denilince ürkenlerin hepsinin Türk düşmanı olması tesadüf müdür? Fetulah örgütü Atatürk karşıtıdır. İran sevmez Atatürk’ü. Yunanistan’da Atatürk’e “diktatör” diyenler vardır. Yani anlayacağınız Türkiye’nin kaybetmesini isteyenler Atatürk’e saldırır. Yobaz bir siyasi partinin genel başkanının Atatürk hakkında söyledikleri ile Yunan ve İranlı otoritelerin dediklerinin paralel olduğunu görmek manidar bir durum.
Padişah, sultan, şeyh… artık uğruna ölmeye layık değerler değil. Uğruna ölmeye değer olan özgürlüktür. Hürriyettir. Cumhuriyettir.
Türkiye’nin bağımsızlığının nişanesi cumhuriyettir.
Lütfen unutmayalım; cumhuriyetçilik muhafazakarlıktır. Devletimizin kuruluş ilkelerine riayet içinde oluşumuzun bekçiliğini cumhuriyetçilik yapar. Cumhuriyetçi kişi ve teşkilat Türkiye’nin kişiliğinin temelini belli eden devletçilik, milliyetçilik, inkılapçılık, laiklik, halkçılık, cumhuriyetçilik ilkelerinin muhafızıdır.
Bundan 20 yıl önce “Hedefimiz 2023!” diyenler bugün halen ekranlar ile manşetlerde ve fakat 2023’te bir tırt olmadı. Hatta durumumuz perişan. Milli gurur günümüzde hedefini sapıtanları konu etmeyelim ve ancak; “2023 geliyor!”, “Hep beraber! Hedef 2023!” diye cazgırlık edenler Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yılı’na has bir anıt bile dikemediler. Cumhuriyetin adam ettikleri cumhuriyete saldırıyor. Boynuz kulağı geçmiyor, deliyor. Yamuk yumuk, bozuk aksak, zararlı ve kötü çünkü.
Türkiye’nin cumhuriyeti karanlığın mağlubiyetidir. Türkiye Cumhuriyeti örnek ve emsaldir. Dünya’nın ve insanlığın Türkiye’ye duyduğu saygı ve güvenin birincil sebebi cumhuriyettir.
Hakkında kıvanç duyabildiğimiz, atalarımızdan-ananemizden bize miras kalan bitmek bilmez bir hazinemiz var. Bizi yarınlara hazır tutan, pek çoklarının sahip olamadığı bir servetimiz var. Cumhuriyet var ki olanak var, cumhuriyet var ki seçim var, cumhuriyet var ki milli birlik var.
Büyük Türk Milleti’nin büyük günü Cumhuriyet Bayramı mutlu ve kutlu olsun.