Artık alışıyoruz diyeceğim.
Son günlerde neredeyse her gün ama her gün sallanıyoruz. Gece yarısı, sabah, akşam farketmiyor. Her an sallanabiliyoruz kısacası. Velhasıl ülkem depreme alışıyor git gide. Bir bakıyorsun Balıkesir, bir bakıyorsun Simav. Hiç beklemediği bir anda toprağın altında biriken sözleri dinlemek zorunda kalıyorsunuz . yani depremi yaşıyoruz.
Binalar değil, yürekler sallanıyor önce. Lambalar değil, umutlar titriyor. Kısa sürüyor belki ama bıraktığı iz, saniyelerle ölçülemeyecek kadar uzun… Çünkü deprem, sadece zemini değil; insanın kendini güvende hissettiği her şeyi sorgulatır. Ve bizlerde bu sarsıntılara her geçen gün biraz daha alışıyoruz, rutin bir hal alıyor hayatımızda. Rabbim ülkemizi ve tüm insanlığı doğal her türlü afetten korusun inşallah.
'Onsuz asla' diyerek başlamak istiyorum.
Evet onsuz asla .
Sensiz asla Paşam.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk.
Sevgiyle, saygıyla ve özlemle, 87 Yıldan beri 10 Kasım da, Saat 9.05 geçe ATATÜRK için ayaktayız...
"Domaniç’te Hayat 9'u Beş Geçe Durdu"!. Diye Geçti DOMANİÇ GAZETESİ Atatürk Anıtına çelenk koyma haberini. Evet sadece Domaniç'te değil tüm Türkiye'de, Millî mücadele’nin yolbaşçısı, Türkiye Cumhuriyeti’nin banisi, ilk Cumhurbaşkanımız, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının yıl dönümünde.
Çelenk koyma töreni sonrası, ulu Önder Atatürk, Domaniç’te saygıyla anıldı. Çelenk koyma töreni sonrasında, Domaniç Hayme Ana Meslek Yüksekokulu Konferans Salonunda Domaniç Ortaokulu tarafından hazırlanan anma programı düzenlendi. Program okul öğretmenlerinin ve öğrencilerinin hazırladığı sergilerin gezilmesi, saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı.
Etkinlik kapsamında günün anlam ve önemini belirten konuşma yapıldı. Ardından Resim Yarışması Ödül Töreni, 10 Kasım Oratoryosu, Melodika Dinletisi, Zeybek Gösterisi, şiir sunumları, Atatürk’ü anlatan video gösterisi ve tiyatro sahnelendi. Türkçe Öğretmeni Neşe İlik tarafından yapılan “Atatürk’ü Anıyoruz” başlıklı konuşma gerçekten çok duygulandırdı bizleri. Okulumuzu ve öğretmenlerimizi kutluyorum.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü aramızdan ayrılışının 87. yılında saygı ve rahmetle anmak ve anlamak gerek. 10 Kasımlar, artık O’nun aramızdan ayrılışının anma ve matem günü olmaktan çıkarak, bize bıraktığı eserlerin zenginleştirilmesine ve yeni nesillere daha iyi anlatılmasına vesile olmaktadır.
10 Kasımların, Atatürk’ün 57 yıllık hayatını, mücadelesini, milletimize kazandırdıkları ve kazandırmak istediklerini doğru anlama bakımından önemi büyüktür. Mustafa Kemal Atatürk herhangi bir kimsenin veya topluluğun tekelinde değildir. Çünkü bütün milletimizin bağlı olduğu ve sevdiği bir tek Atatürk vardır. Onu sevmek, onu anlamak ve onun prensiplerini milletimizin idrakiyle örtüştürmek, milletin her ferdinin hakkı ve vazifesidir. Türk milletinin yüreğinde ölümsüzleşen, büyük önder Atatürk’ü bir kez daha sevgi, saygı, minnet ve şükranla anıyorum. Ruhu şad olsun. Onsuz Kasımları Atatürk’ü anlayarak ve anlatarak aşabiliriz.
Bir konu var ki yazmadan geçemeyeceğim.
10 Kasım günü Muhacirlerde bulunan maden ocağının yönetiminden tutunda, yeraltı ve yer üstü işçilerinin saat 9'u beş geçe işlerini bırakıp Türk bayrağı karşısında Mustafa Kemal Atatürk için saygı duruşuna geçmesi sirenlerin çalınması beni çok duygulandırdı. Var olsunlar o güzel insanlar. Bu ince ama bir o kadar özel düşünce için Bozdağ Madencilik yöneticilerini yürekten kutluyorum.
Kalın sağlıcakla.