Son yazımız, 'Yazsak mı yazmasak mı?' idi. Ondan önceki yazılarda da ümitsizlik, kaybetmişlik, pes etme içerikli yazılar ön plana çıkmaya başladı. 19 yıldan beri, “Ya Domaniç için bir şeyler yap, ya da yapanlara engel olma” felsefesi ve Domaniç sevdası ile yazdık çizdik. “Övünmek gibi olmasın” demiyorum. Övünerek söylüyorum ki Domaniç Gazetesi ve okurları ile ilin en etkin gazetesi olduk. 14 bin nüfuslu Domaniç'te 8 milyonu bulan tıklama, nüfusa göre en fazla abone, Türkiye'nin en küçük gazetesinin küçücük bir köşe yazarı olarak 6-7 yüz binleri bulan okuma oranlarına ulaştık. İşin sırrını soranlara “AŞK” dedik.

El kapılarında yıllarca çalışmış, emir almış, gurbet kahrı çekmiş, Domaniç hasretiyle yıllarca yanıp tutuşmuşluğun verdiği gaz ile Domaniç'te neler yapılabilir de Domaniçli doğduğu yerde doyar, gurbete çıkmaz, el kapılarında ekmek aramaz diye; bir tek Hayme Ana torunu el kapılarına gitmesin diye kendimizce geliştirdiğimiz Domaniç'in kurtuluş reçetesi tarih, doğa ve organik tarım projelerimizi sık sık okurlarımız ile paylaştık.

Domaniç-İnegöl yolunu geçilmez dağ yolu değil, geçinmek için doğa yolu yapalım diye çabalar sarf ettik. Kayıları, Ertuğrul'u, Hayme Ana'yı anlatalım, yaşayalım yaşatalım. Atatürk'ün dediği gibi, “Türk genci ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapacaktır” mantığıyla ilçemizin tarihi değerini anlar ve anlatırsak, köklerini arayan saf kan Türkleri Domaniç'e çekeriz. Hayme Ana için, Ertuğrul için gelen Türkler doğamızı görünce zaten bize bayılacaklardır. Hele bir de onlara yörüğün organik etlerini, sütlerini tattırırsak, tarih ve doğa turizmi ile organik gıda sayesinde el âleme muhtaç olmadan krallar gibi yaşarız dedik.

Çadırları, yörük pazarları, fotoğraflık ahşap gözetleme kuleleri ile şölenlerin düzenleneceği Kocayayla; bize göre adının Kurbağalı Yayla olması gereken, dünyaca üne kavuşturduğumuz “Domaniç Kurbağalarının” üreme alanı Topuk Yayla; ilçeye girişte “Hayme Ana” anıtının Kayılara hoş geldiniz dediği 5 Eylül Parkı; Ertuğrul'un Devlet-i Aliye'yi kurmak için ilham aldığı Tefekkür Tepe; Kayı kültürünün yaşatılacağı Ebe Çamlığı Kayı Obası Gençlik Parkı gibi projelerimiz için Yakup Yardımcı Başkanımız ile yola çıktık. Sahvet Ertürk Başkanımız ile bir kısmını tamamladık. Engin Uysal Başkanımız ile büyütmeye çalışıyorduk ki ilçemize haftalık milyonları kazandıracak Ebe Çamlığı projemiz —parası bile çıkmışken— iptal edildi. Edilmese de ildeki sivri akıllıların ve ilçedeki olmazcıların çizdiği saçma sapan üçüncü projede de çamlığın çamları dümdüz edilecekti.

Oysa bizim projemizde kırk çadırı bir tek dal kesmeden alana sığdırıyorduk! Tünel yalanını ortaya atanlara inat, aynı partinin dürüst vekilleri bu tünelin olmayacağını geçtiğimiz günlerde itiraf ettiler. Olacak olan da, olması gereken de bu yolun daha az virajlı ve etrafı butik restoranlarla dolu bir yol olmasıdır. Bunun için de yıllarca tüm kurumlarla iç içe, el ele çalıştık. Ancak son yıllarda ipler koptu. Çukurca Belediyesi iki yıldır bizimle hiçbir haberi paylaşmıyor. Defalarca randevu istedik, haber gönderdik ama sebebini bile öğrenemedik! Domaniç'teki kurumlar arasında da durum aynı. Kurumlar kendilerini diğer kurumlara da ilçe basınına da, dolayısıyla halka da kapattılar.

Geçtiğimiz günlerde paylaştık. Her kurum kendine bir fotoğrafçı tutmuş, üç beş takipçisine “Şunu yaptık, bunu yaptık” diye göstermelik paylaşımlar yapıyorlar. Kopuşmuşluk, etkisizlik, tepkisizlik bizi de pes ettirecekti ki heyelanlı bölgede düşen taşlar için önlem alındığını öğrendik. Kimin yaptırdığını bilmiyoruz. Araştırıp sormayacağız da. Yakında fotoğrafçılarını gönderip “Biz yapıyoruz” diye paylaşıp altına da bir iki beğeni attırırlar nasıl olsa.

Bizim derdimiz halkımızın sağlığı ve ekonomisi. Yine de kim yaptırıyorsa, ilçem adına Allah razı olsun. Sonuç olarak, tam ümidi kesmişken halktan gelen bu haber ve habere yapılan yorumlar bizleri yeniden tetikledi, vesselam!