Her dinde olduğu gibi Kuran’da da kötülüklerin efendisi bir şeytan vardır ve İslam’ın kaynak kitabı Kuran’da Mushaf sıralamasına göre ikinci sure olan inekler yani Bakara suresi 34. ayette karşımıza çıkar.
Mealen 30. Ayette Allah meleklerine, “ Ben yer yüzünde Adem’i yaratacağım deyince, melekler, ’Yer yüzünde kan dökecek insan mı yaratacaksın’ diye itiraz edecek olurlar. Allah’ta ben sizden daha iyi bilirim. Ben insanı yaratacağım sizde ona secde edeceksiniz deyince İblis hariç tüm melekler secdeye gider, şeytan ise ben senden başkasına secde etmem diye itiraz eder. Allah’ta şeytanı cennetten kovar.
Düz mantıkla bugünün penceresinden baktığımızda, kafa karıştırıcı bir durum ! Melekler ilk defa yaratılacak insan için neden ön yargılı ? Nereden biliyorlardı kan döken, nankör, çevre zararlısı bir şey olacağımızı ? Tek yaratıcıya secde etmek varken yaratılmışa secde etmek istemeyen şeytanın burada suçu ne ?
Allah’ın hikmetinden sual olunmaz derler büyüklerimiz. Bu meseleyi teologlara bırakalım.
Din esnafı şeytana uyar ve hep kazanır. Mesela Kuran’da şeytan taşlama yoktur ama bugün Arabistan şeytan taşlatmaktan kazandığı paralarla dünyanın en lüks otellerini yapmıştır.
Bu yazıda, bu kadar şeytanın avukatlığını yaptığımıza göre var bir şeytani fikrimiz gelelim bu konuya.
Yıllardır okuduğum kitaplarla övünürüm, Kuran mealini ezbere bilirim, İncil’i Tevrat’ı, Zebur’u ve onlarca şeyhin kitabını okudum diye hava atarım.
Dinin, kültürün, geleneğin korunması gerektiğini düşünen bir muhafazakârım.
Gazeteyi ilk devraldığım yıllarda bu köşede kaleme aldığım yazılarımdan ilki, “BEN VARSAM BU İŞ OLMAZ; BİZ VARSAK OLUR’du !
İnsan, paylaşırsa güzelleşir, kendi için değil yaşadığı çevre için çalışırsa gelişir diye düşünen sosyal demokratım.
Doğada, aynı tür bitkiler, aynı ırktan hayvanlar bir arada yaşıyorsa bizim de ırktaşlarımız ile yaşamamız doğrudur diye düşünen, ırkçı Türk milliyetçisiyim.
Tekrar tekrar tekrarlıyorum; Büyük üstat Nazım Hikmet’in özetlediği gibi, “Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine” sapına kadar inanan bir dünya insanıyım.
İnsan yaşlandıkça arkasına bakıp, “Ben ne yaptım” demeye başlıyor.
- Hayatım boyunca farklı farklı işlerde çalışarak kazandıklarım nerede ?
- Kazandıklarımı paylaştıklarım nerede ?
- Kazandırdıklarım nerede ?
- Ellerinden tuttuklarım nerede ?
Yaşadığım bazı olaylardan sonra son 30 yıldır cenazelerde bile göstermelikte olsa hakkımı helal ediyorum demem.
Vicdanen helal etmediğim hakkımı niye dilimle yalan söyleyeyim ki ?
Hak helal edilmez ettirilir. O kararı da hem vicdan hem de Allah çok iyi bilir. Dil ile söylenen yalana gerek yok !
Kısacası Şeytanım diyor ki bana. Ferdi Tayfur’da bir şarkısında dillendirmiş.
Çok sevdim suç sayıldı. Hiç sevmedim kabahat. Bir his diyor ki bana. Çek git kendini arat !