“SORUNLAR KAR TOPU GİBİDİR. YA BÜYÜMEDEN ÇÖZERSİNİZ YA DA ALTINDA EZİLİRSİNİZ”
Eskiden ülkemizin sorunlarına kendince çözüm üreten ideolojiler vardı.
Bunlar, kendilerini Ülkücüler, Devrimciler, Şeriatçılar diye nitelendirirlerdi.
Çözüm için İdeolojik tartışmaları, sözlü başlar, silahlı çatışmayla sonuçlanır, biri mezara, biri hapse gider, ikisinin de hayatı sönerdi. Sorunlar çözüm yerine daha da çözümsüzleşirdi.
Akıllandık; ” konuşa konuşa sorunları çözelim” diye siyasileri televizyonlara çıkartıp, çözüm önerilerini tartıştırırdık. İyi de gidiyorduk ancak soruna çözüm getiremeyenler, bol keseden vaat vermeye başladı. Evdi, arabaydı iki anahtar, üç anahtar derken, çoluk çocuğu emekli yapmaya kadar gitti iş.
Ülke ekonomisini batırdık !
Şimdilerde herkes kendi mahallesinden yandaşlarına sesleniyor; Şeriatçılar dün gavur icadı diye karşı çıktıkları televizyonlardan birer ikişer tane açtılar, kendi cemaatlerine bol keseden vaatler veriyorlar. Ama akıllıca davranıp siyasiler gibi yaşayanlara değil ölülere vaat veriyorlar... !
Devrimciler, yandık bittik öldük. Bizden şu aday olursa kazanır diye birbirlerini yiyorlar.
Ülkücüler şaşkın, nereye gideceklerini şaşırmışlar. Bir gün şunlar hain bunlar terörist derken ertesi günü el sıkışıp sarmaş dolaş oluyor, dün sövdüklerini ertesi gün övmek durumunda kalıyorlar.
Siyasi liderler parası olan iş adamlarını vekil adayı yaptırıp, yandaşlarına seçtiriyor. Hiçbir yaptırım gücü olmayan seçilen, seçmeninin yüzüne bakmıyor, karşısına çıkmıyor, derdini dinlemiyor, hizmet etmiyor.
Kurumlar kapanıyor, okullar kapanıyor, köylü köyünü terk ediyor.
Duymuşsunuzdur; Domaniç’te daha dün cıvıl cıvıl olan İmam Hatip Okulunda coşkuyla “Bismillahirrahmanirrahim” diye ders zili çalardı. Öğrencisizlikten kapanan okulun şimdilerde tepesinde güvercin yuvaları, kapılarında örümcek ağları var. Oysa daha dün camilerde normal okullara, tü kaka denilmiş, Cuma namazlarında çocuklarınızı İmam hatip okullarına gönderin diye vaazlar verilmişti.
.
Bu acı gerçeği gören çok çözen yok. Kar topu büyüyor.
Amiri memuru oturmuş koltuğuna maaşlar tıkır tıkır, halka hizmet dersen sıfır.
Halk dersen bir kısmı akşama kadar kazandığı üç kuruş ile şarap alıp Ebe çamlığında ormanlarda içip içip şişeleri kırıyor.
Bir başka grup, akşama kadar camilerde parklarda tünekleyip onu parası bunun karısı dedikodu yapıyor.
Nesli tükenmek üzere olan eski genç emekliler ise emekli olmuş hala çalışıyor. Ceviz üreteceğim, fidan dikeceğim, esnaflık yapacağım diye yırtınıyor.
Çalışan emeklilerimizde öldüğünde ne olacak derseniz. Valla bizde bilmiyoz !