Dost, dost diye nicesine sarıldım
Beyhude dolandım, boşa yoruldum
Nice güzellere bağlandım kaldım,
Ne bir vefa gördüm ne faydalandım
Her türlü isteğimi topraktan aldım
Koyun verdi, kuzu verdi, süt verdi,
Yemek verdi, ekmek verdi, et verdi
Kazma ile döğme döğmeyince gıt verdi
Karnını yardım kazmayınan, belinen,
Yüzünü yırttım tırnağımnan, eliminen
Yine beni karşıladı gülünen
Benim sadık yârim gara topraktır.
Okul görmemiş cahil bir köylü idi. Parası pulu, arkasında kimsesi yok idi. Gözleri hiç görmez, kulakları pek iyi işitmezdi. Fakir diye evlendirildiği kız bile bırakıp gitmişti.
İyi de nasıl oldu da dünyaca tanınan, hakkında yabancı dillerde bile kitaplar yazılan, onlarca türkünün bestecisi, akıllara durgunluk veren sözleriyle dünyanın önde gelen filozoflarından biri oluverdi?
Çünkü o, koca gönlüyle kayıtsız şartsız seven biriydi!
Cephanesi aşk, kalemi silah, sesi kurşun, sazı ordusuydu!
Kalpleri bunlarla fethetti. Onlarca yıldır türküleri dilden dile söyleniyor. Dinleyenlere güzelliği, aşkı, sevgiyi aşılıyor, yol gösteriyor.
Çünkü o, ardında bir miras bırakan Âşık Veysel idi.
Ölümlü dünyada üç çeşit insan çıkar karşımıza:
ÖLDÜĞÜ GÜN UNUTULANLAR, ÖLDÜKTEN SONRA İYİ ANILANLAR, ÖLDÜKTEN SONRA KÖTÜ ANILANLAR.
Diyeceksin ki: "Ben öldükten sonra unutulsam ne olur, unutulmasam ne olur?"
Diyeceksin ki: "Ben öldükten sonra iyi anılsam ne olur, kötü anılsam ne olur?"
Diyeceksin ki: "Her koyun kendi bacağından asılır!"
Unutma ki o koyunun kokusu da etrafa saçılır!
Bir şekilde arkanda evlat, torun, kardeş ve yakınların kalacak! İşte onlar toplum içinde senin yüzünden ya seninle gururlanacaklar ya da toplumdan dışlanacaklar!
"Katilin oğlu", "çirkefin torunu", "hırsızın kızı", "arsızın damadı", "tecavüzcünün gelini", "fitnecinin yeğeni", "kuzeni", "dayısı", "amcası", "yengesi" diyecekler...
Allah Kur'an'da “Yeryüzünde kendime bir halife/temsilci yaratacağım.” der.
Bir düşünür, “İnsan, Tanrı'nın yeryüzündeki elidir.” der.
Ey âlemleri Yaradan'ın yeryüzündeki temsilcisi insan, sen Yaradan'ın için ne yaptın?
Ey insan, er ya da geç öleceksin. Topraktan geldin, toprağa gideceksin! Sen sen ol, sevgini büyüt, Veysel ol, Yunus ol, Mevlânâ ol! Güzel düşün, güzeli üret.
Ölmeden önce arkada bırakacaklarını düşün!
Senin yüzünden gururlansınlar, utanmasınlar!