Ferdi Tayfur’un camide fotoğrafını gören var mı?
Orhan Gencebay hiç ilahi okumuş mu?
Bülent Ersoy hiç ezan okumuş mu? He valla Bülent Ersoy ezan okumuştur!
Bu saçma sapan soruları çoğaltmak mümkün ama aptalca olduğu için kısa keselim.
Allah herkese bir kabiliyet vermiş, insanlarda kabiliyetleri çerçevesinde bir şeyler yapıyorlar. Kimi başarılı, kimi çok başarılı kimi başarısız oluyor .
Başarısız beceriksiz olanlarda kendilerini sağa sola çamur atmakla ispatlamaya çalışıyorlar.
Yüzlerce bestesi hit olmuş, konserleri, filmleri rekorlar kırmış, bir döneme damgasını vurmuş bir ses sanatçısı. Kendinden beklenenin hakkını vermiş. Aklı başında her insan bu başarıyı sorgusuzca alkışlarken ezikler de çamur atar, aptalca sorgulamalarla küçük düşürmeye çalışır.
Son yıllarda her milli bayramda Atatürk’ün ne kadar dindar olup olmadığı tartışılıyor. Ulan ömrünün baharında 57 yaşında öldüğünde arkasında onlarca zaferle sonuçlanan savaş bırakmış. Yıkılmış bir ülkenin devamını sağlamış bir asker bir devlet adamı olarak görevini yapmış insanı ne diye bir başka kategoride değerlendirip, koskoca bir dinin lideri ile yarıştırırsınız ki ?
Siz, bu vatandan sürülen düşmanın torunları mısınız yoksa onların satın aldığı uşaklardan mısınız? İkisi de değilseniz aptalsınız!
Atatürk, “Ben din adamıyım, Hz. Muhammed’e alternatifim” diye mi çıktı yola? İsrail’i ilk tanıyan Atatürk’tü diyen bre densizler, adam mezardan mı tanıdı İsrail’i?
Bir başkası da çıkıp, Atatürk bilgisayar bile kullanamıyordu derken birde alkışlanıyor.
Bugüne kadar bu ülke siyasilerinde en beğendiğim cümleyi bir dönem işlerinden feragat edip siyasete soyunan Cem Boyner’in şu sözüdür. Mealen, “ Biz iktidara geldiğimizde dinimizin lideri Hz. Muhammed ile Ülkemizin Lideri Atatürk’ü siyasilere malzeme yaptırmayacağız!
Bir orospuyla sohbet ederseniz, o size piyasada ne kadar yanlış yolda olan kadın varsa bir bir kötüleyerek anlatacaktır. En iyileri benim dercesine…
Bir ayyaşla oturursanız, o size adamlıktan, delikanlılıktan ahkam kesecek başarılı insanların ne kadar yavşak ve suçlu olduklarını anlatacak size adamlık dersi verecektir.
Evde çoluk çocuğuna, ailesine söz geçiremeyen, istediği düzeni kuramayan biriyle oturursanız; o, size asla kendi başarılarından bahsetmeyip toplum önündeki insanların dinsizlik ahlaksızlıklarından bahsedecek, düzeni bozanların onlar olduğunu anlatacaktır. Burada farkında olmadan şu mesajı verir. Ben eşimin örtünmesini istiyorum ama ne yaparsın TV dizileri benim karıyı bozdu! Ben oğlumun kötü şeyler yapmasını istemiyorum ama basında çıkan haberleri okuyan oğlum yoldan çıkmıştır. Kızımın şöyle olmasını istiyorum ama düğünlerde böyle yaptıkları için kızım da öyle oldu.
Yani aslında kendi eksikliklerinin itirafıdır sağa sola attığı çamurlar.
Din kalkanına sığınmalar bundandır. Hayatta tek bir başarısı olmayan ayyaş adam, rakı içmesini savunurken içenlerin ahlaklı içmeyenlerin ahlakız olduğunu iddia edecek, Atatürk’ü de kendine kalkan yapacaktır. Bunlardan kurtulmanın çaresi ise dedikodu üreten çamur atan insanların toplumdan dışlamak aynaya sadece aynaya bakmaktır.
Sonuç; Toplumumuzun işe yaramaz kesimlerinin iki kalkanı vardır. Biri Hz. Muhammed. Diğerini Atatürk. Bu iki değeri bunların elinden almadan bize rahat yok.