Bayramlar milli ve dini duyguların, inançların, örf ve adetlerin uygulandığı, sergilendiği, bir toplumda millet olma şuurunun şekillendiği, kuvvetlendiği günlerdir. Bayramlar Müslümanlar ve biz Türk kültürünün önemli bir öğesi olarak gözetmemiz gereken değerlerden biri olan sıla-i rahim için güzel bir fırsattır aslında.
Sıla-i rahim; Ailemizle, akrabalarımızla komşularımızla güzel ilişkiler kurmak ve bu ilişkileri onlarla bağlarımızı koparmamaktır. Sevinçlerini ve hüzünlerini paylaşmaktır. İşte bizlere bayramların sunduğu en güzel fırsat da budur aslında.
Hele ki ; Kurban Bayramı Hz. İbrahim'in sadakati, Hz. İsmail'in teslimiyeti örneği ile daha bir anlam kazanır. Ne güzel de söylemiş ve tarif etmiştir Abdürrahim KARAKOÇ mısralarında kurbanı; "Yat kurban ol İsmail’ce, Bıçak senden incinmesin..." Bu duygu ve düşünceler ile Kurban bayramınızı kutlar, Türk ve İslam alemine huzur ve hayırlar getirmesini temenni ederim. Mutlu bayramlar.
Yahu Abdullah güzel olanı yazıyorsun da, önümüz bayram ekonomik şartlar malum diyenleriniz muhakkak var biliyorum. Hani klasikleşmiş bir söz vardır. Her zaman der büyüklerimiz. "Nerde o eski bayramlar". Gerçekten de öyle. 'Nerde o eski bayramlar'. Globalleşen dünya, ekonomik sıkıntılar, kültürel erozyon ve göç her birimize eski bayramları aratmakta muhakkak.
Özellikle kurban bayramı için kurban pazarlıkları bir başka heyecana sürüklerdi eskiden bizleri. Samimi tokalaşmalar ve sert sert yapılan pazarlıklar. İçinde bulunduğumuz ekonomik zorluklar, hayvan pazarlarımızdaki haraketliliği bile azalttı. Artan yem fiyatları, azalan hayvan üretimi ve buna benzer bir çok problem, satıcı ve alıcıları bir hayli zorlamakta. Yurdum ve ilçem insanı yine bir bayrama ekonomik sıkıntıların gölgesinde giriyor. Görelim Mevla’m neyler. Neylerse güzel eyler. Hep birlikte yaşayıp göreceğiz.
Malumunuz, bazı yıllar ara versem de 2000 li yılların başından beri bu köşede yazılar yazıyorum. 2014 yılında ki köşe yazılarımda yazmıştım. O yıllarda Domaniç Gazetesi ise haber yaparak gündeme getirmişti. Bahsettiğim konu “Kuruluştan Kurtuluşa Kültür Yolu”.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Bursa Valiliği’nin işbirliği ile Kütahya- Bilecik- Bursa-Çanakkale İllerini kapsayan “Kuruluştan Kurtuluşa Kültür Yolu” adlı bir proje hazırlamış ve 2009 yılında alan araştırmaları yapılmıştı. Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğü ve Tanıtma Genel Müdürlüğü’nden mimar, arkeolog, sanat tarihçi, şehir plancısı gibi bir çok uzman personel alan incelemesine Domaniç’ten başlamıştı. Domaniç’ten Bozüyük’e oradan Söğüt’e, Osmaneli-Vezirhan, Bursa-İznik, İnegöl, Yenişehir, Karacabey, Çanakkale-Biga, Eceabat, Gelibolu ve Lâpseki’ye kadar uzayan bir kültür yolu projesiydi.
İlk kez 2016 yılında aktif olarak başlayan proje o seneden bu seneye devam ediyor. Domaniç şimdilerde o projenin semerelerini almaya başladı diyecektim ki maalesef bir türlü bu projeden yararlanmayı beceremiyoruz.
Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü’nün “Kuruluştan Çanakkale'ye Tarih ve Medeniyet Gezisi" proje kapsamında 81 ilden öğrenci Hayme Ana türbesini ziyaret etti geçen hafta. Ziyaret etti etmesine de biz Domaniç bu Gezi'den ne kazandık. Sadece ziyaretçilere misafirperverliğimizi sergileyebildik. Onlarda Hayme Ana ruhuna bir fatiha bırakıp gittiler.
Bu projeden Domaniç esnafı başta olmak üzere Domaniç'li özellikle maddi anlamda bir kazanım elde edemedi yıllarca ve bu yılda maalesef aynı döngü devam etti. Hayme Ana başta olmak üzere ziyaret edilen mekanlara rehberlik eden kişi kurum ve kuruluşlar ilçe merkezi başta olmak üzere Domaniç esnafının maddi anlamda kazanımı sağlayan projeler üretmeli. Biz Domaniç'liler zaten ahirete intikal etmiş büyüklerimiz ve ecdadımız için fatiha okuyoruz.
Şu zor ekonomik şartlar içerisinde bu kapsamlı kültürel geziler sonucunda bayrama yakın, Domaniç esnafı da kazandırılmalıydı diye düşünüyorum. Kalın sağlıcakla. Tekrardan hayırlı bayramlar.