Köye elektrik gelmişti ama kış aylarında gider gelmez, gelse de arızası bitmezdi.

Yolu, yazın toz toprak, kışın çamurlu batak…Otomobil dersen zaten yoktu.  

Köyün dışındaki okul medeniyetten uzak, onlarca öğrenci sabahın erken saatlerinde, ellerinde odunla okula gelir, iki öğrenci minik elleri ile sobayı temizler ve yakar, aynı derslikte farklı sınıflar ders yapardı. 

“Ben kızımı asla bırakmazdım herhalde” dedi Emine öğretmen. “Ama babam beni iyi ki de bırakmış” diye ekledi ardından. 

Kütahya'nın Domaniç ilçesi Muratlı köyüne atanan Emine öğretmen gencecik bir kızdı. Edirne'nin Keşan ilçesinden Muratlı köyüne geldiğinde. 

Namı değer Muhtar Demirci Mehmet'e, Mehmet Kahraman'a teslim edildi. Ana kuzusu genç öğretmen…
Muhtar, köyde yığma taş ve tahtalardan yapılan eski ve terkedilmiş bir evi ayarladı Emine Öğretmen'e. Ev sahibi Hüseyin Karakoyun kırklı yaşlarında vefat etmiş. Eşi baba evine dönmüş, evin biricik kızı ise Assaköy'e (Domaniç'e) gelin gitmişti. 

Korkuyordu, heyecanlıydı. Babasının verdiği tabancasını yastık altında saklasa da can güvenliği için tabancadan bile korkuyordu. Öyle ya, bu mereti “ Şeytan doldururdu” 
Daha ilk günden köyün kadınları kızları öyle sahip çıktılar ki kız öğretmene. Konu komşu toplandı. Yakacak odun, kışlık turşu derken köhne ev sıcacık yuva oluverdi.

Köyde hayat çok güzel geçiyor yıllar birbirini kovalıyor. Genç öğretmen memleketlisi Cevdet öğretmenle evleniyor ve Muratlı da kalmak için mücadele ediyordu ama ülke yasaları kabul etmiyor. 'Yurdun her köşesinde görev yapacaksın' diyordu. 

Korkarak geldiği çamurlu köyden, ağlayarak ayrıldı Emine öğretmen. Vatanın her köşesinde öğretmenlik yaptı yıllarca. Çoluk çocuk derken torunlarını büyüttü ve bir öğrencisinin davetiyle 48 yıl sonra Çamurlu köydeki talebelerini ziyarete geldi. 

Daha köyün girişinde ilk öğrencilerinden terör örgütünün 1984'te şehit ettiği İbrahim Bozbey şehitlikten selamladı öğretmenini. 
Köy meydanına toplanmıştı sağ ve sağlıklı kalan öğrenciler.
Yıllar öncesinin o kara önlüklü sümüklü çocukları koca koca adam olmuş, nene olmuşlardı. Torunları ile karşıladılar öğretmenlerini. Kimi eline sarıldı, kimi utangaç, uzaktan  'hoş geldin' diyordu çekinerek. 

Eski okulun yerine yenisi yapılmıştı. Kaloriferli okulun modern sınıflarında yeniden oturdu 48 yıl sonra öğrenciler. Göz yaşları ile tazelendi anılar. 

Herkes evinden bir şeyler getirip vermek için sıraya girdi. Öğretmeni saatlerce bırakmadılar. 

Öğretmenim bir çayımızı için size tirit yapalım diye yalvardılar… 

Bu hafta sonunda Muratlı köyü, zaman tünelinde 48 yıl geriye giderek anılarını yaşadı. 

Hatırımızı kırmayıp köyümüze gelen EMİNE ÖĞRETMENE TEŞEKKÜRLER !