Ana babamız da doğduğumuz yer de kaderimizdir.
Şanslıysak insana değer veren, hakkın hukukun adaletin olduğu bir ülkede doğarız.
Şanslıysak yaptığı evlada sahip çıkan bir ana babanın evladıyızdır.
Ya değilsek ?
Dini bütün inançlı biriysek, uğradığımız haksızlığa, baskıya, adaletsizliğe sabreder, çilemizi çeker, karşılığında da öldükten sonra cenneti bekleriz.
Ya değilsek ?
İsyan eder, küfreder, terör estirir, başkaldırır ya hakkımızı alırız ya da belamızı buluruz.
Aklımızı kullanırsak, anadan babadan bir şey kalmadı diye sızlanmak yerine kendimiz çocuklarımıza bir şeyler bırakmak için çalışırız.
Haksızlığa, adaletsizliğe isyan etmek yerine içinde bulunduğumuz şartlarda neler yapacağımızı düşünür mutlaka bir çıkış yolu buluruz.
Ana babalar gördük çocuk yapıp sokağa atan, ana babalar gördük çocukları arasında ayrım yapan, ana babalar gördük çocuklarının kazandığını har bulup harman savuran, ana babalar gördük yavrusunu koruyup kollayan, elinden tutup büyüten, saçını süpürge eden !
Evlatlar gördük ana babasından nefret eden, evlatlar gördük ana babasını inkar eden, evlatlar gördük ana babasını baş tacı yapan…
İnsanlar gördük, para biriktirmek için ölümüne çalışır. İnsanlar gördük başarmak için çalışır. İnsanlar gördük huzur için çalışır.
Ana Babanız, doğduğunuz coğrafyanız sizin tercihiniz olmasa da ayaklarınız yere basmaya başladığı günden itibaren ki yaşantınız sizin tercihinizdir.
Yoksul ülkede saraylarda da yaşayabilirsiniz, zengin ülkede sokaklarda da sürünebilirsiniz.
Kim olursanız olun, hayatta ne kadar başarılı ya da başarısız olursanız olun sonunuz ÖLÜM le noktalanacak.
Peki ölümden sonra ne olacak ? Cenazenizin kalabalığı, hayatta ne kadar önemsendiğinizin göstergesi olacaktır. Cenazenize katılanların yüzde 50’si sizin hatırınıza yüzde 50’si arkada bıraktığınız eşiniz veya çocuklarınızın hatırına geleceklerdir.
Arkanızdan dökülen göz yaşları hayatta biriktirdiklerinizdir. Kişiye göre bir günde sürer bir ay da. Ya sonra
Belki arkanızdan anarlar ama eninde sonunda UNUTULACAKSINIZ !
Hiç Yokmuşsunuz gibi davranacaklar. Yaptıklarınızı inkar edecek yok sayacak, ya O değil ben yaptım” diyecekler.
Dedik ya; “Hayatımızı, tercihlerimiz belirler. Öldükten sonra unutulacağını bile bile üç günlük ömrünüzü hoyratça, fedakârca kullanmamak lazım” diyesim geldi bu yaştan sonra !