Ekimde beklenen yağmurlar yağmadı. Zaten Nisan yağmurları da iki ay sonra Haziranda yağmış ama yetersiz kalmıştı. Kasım ve Aralık aylarında beklenen kar ise Ocak sonunda geldi. Bundan anladığımız kadarıyla mevsimler iki ay ileri kaymış görünüyor. Bu kayma, kalıcımı geçicimi zaman gösterecek. Ancak yaşanan bu kuraklık dünya da bir ilk değil. Zaman zaman kuraklıklar yaşanmış. Önlem şart ama korkmaya gerek yok. 

Domaniç dağları beyaza büründü. Kışın yakışığı geldi. Dağlarımız, mesire alanlarımız hafta sonu macera severlerle doldu taştı. Komşu illerden lüks araçlarla yüzlerce yerli turistler geldi. “Yok mu sıcak çay satan, kozalak şurubunuz nerede, niye köfte ekmek satan yok, turşu suyu, tarhana, yörük reçeli, yağ, bal…”  Gibi serzenişlerle getirdikleri paralarını geri götürdüler. Bizde, “Aha yine kar yağdı. Tünel de yapmadınız zaten. Nasıl gideceğiz İnegöl fabrikalarına para kazanmaya” diye serzenişte bulunuyoruz. 

Çiftçiler başta olmak üzere tüm bölge halkı alıştığı karı uzun süre bekledi ve gelen karla sevindi. Öyle ya; kar bereketti. Kar, temizlikti. Kar, yaza su rezerviydi… Ama aynı zamanda kar, soğuktu, yolların kapanması, çalışanlar için yol çilesi idi. Isınma maliyetlerinin artması idi. Son yıllarda kar yağışı bir taraftan bereket bir taraftan felaketimiz olmaya başladı. Çünkü yakacak kömür bulamıyor bulsak da yeterince alamıyoruz. 

Milattan önce değil, bazılarının dediği gibi eski Türkiye’de değil. Daha bundan iki yıl önce kömür fiyatları 600-700 lira iken şimdilerde 3 bin 600, 4 bin 800 lira bandında dolaşıyor. Dün bantlarla çukurlara atılan kömür tozu. 2.800 lira civarında bir fiyata parayla satılıyor.  İşin en kötüsü de yanı başımızda çıkan kömür ortalıkta yok. Paran olsa da istediğin kadar alamıyorsun. Ya da paran yetmiyor kıtın kıtın alıyorsun.  İşin dahada kötüsü, hepimiz aynı Domaniç’te yaşıyoruz ama bir kısım Domaniçli, “Domaniç’te kömür sıkıntısı yok, fiyatlarda gayet makul” diyebiliyor. Ta ilden Domaniç’te kömür sıkıntısı yoktur diye haber yapan yaptıranlar var. Hani bu işi bilmesek parayla haber mi yapılıyor diyeceğiz ama haber parayla yapılmaz ki. Gazetecilik ahlakına aykırı. Sosyal medyada, “Domaniç’te çok ucuza istediğim kadar kömür aldım” diye paylaşanlar var. Gerçi gösterilen makbuzların eski tarihli olduğu ortaya çıktı ya ! Yine de ilginç değil mi?  Bir kısım Domaniçli, ‘Kömür bulamıyoruz bulsak da pahalı alamıyoruz’ derken, diğer bir kısmı da kömürde sıkıntı yok. Fiyatlarda gayet makul diyor. Kim yalan söylüyor, neden yalan söylüyor? Anlamakta zorlanıyoruz. 
 
Dünyanın gelişmiş ülkelerinde kömür tarih oldu. Isınma, doğal gaz ile yapılıyor. Ülkemizde de öyle. Ama burası Domaniç, hani şu 3 kıtada 6 yüz yıl hakimiyet kurmuş Osmanlının kurucusu Osman Gazinin doğduğu topraklar. Eskiden bizler bununla gurur duyardık ama herhalde saklamak zorundayız. Sanki birileri bizi cezalandırıyor gibi geliyor. Domaniç’e yol yapılmıyor, doğal gaz verilmiyor, elindeki kurumları kapatılıyor. 

Diyelim ki doğal gaz geldi sorunumuz bitecek mi? Bu seferde doğal gaz parasını ödeyemiyoruz diye ağlayacağız. Doğal gaz bizim komşu ve kardeş ülkelerimizden çıkıyor. Azerbaycan’dan çıkan doğal gaz Türkiye’den geçip binlerce kilometre ilerideki Almanya’ya Fransa’ya kadar gidiyor. Ama nasıl oluyorsa Almanı, Fransız’ı doğal gazı bizde ucuza tüketiyor.  Pandemi ve Rusya- Ukrayna savaşı nedeniyle Avrupa da ilk defa dünya savaşından sonra başta doğal gaz kaynaklı enflasyon görüldü. Doğalgaz fiyatları arttı. Arttı derken bizdeki gibi yüzde 500, bin değil yüzde 7 ila 8 arası. Yani birkaç kuruş. Avrupa ayağa kalktı. Şamatayı gören bizimkiler, Avrupa’yı batıyor zannediyor. Kendisi daha dün 650 liraya aldığı kömürü bugün 3.600 e aldığını unutmuş “Ne olacak bu Avrupa’nın hali” diye kara kara düşünüyor. 
Bize göre çözüm, hayvan atıklarımızdan biyogaz üretimi, toprak ve hava ısıtmalı sistemler, güneş enerjisi, rüzgar enerjisidir. Yoksa kar yağar sevinir, kömür alır üzülürüz.