Memleketimize aylardır yağmurlar yağmıyor. Yerler çatır çatır çatladı, dağda bayırda, evimizin avlumuzun dibinde otlar patlamaya hazır barut gibi yanmaya hazır.
“Temizlik imandan gelir.” derler de nedense bizim aklımıza avlumuzu, duvar diplerini, yol kenarlarını temizlemek hiç gelmiyor.
Bir sigara izmariti, sapıkların attığı bir şişe kırığı, düğün ve mevlüt törenlerinin ardından dağa bayıra, ormanların içine atılan straforlar fırsat gözetliyor.
Yangın çıkması için tüm şartları hazırlamışız, hamdolsun! Ormanlarda kesilen ağaçların temizlenmeyen dalları, yine tekrarlayalım, sapıkların dağa bayıra attığı çer çöp, hele hele, hele hele araba lastikleri, temizlemediğimiz duvar diplerindeki kuru otlar, boş arsadaki otlar, aklımıza gelen gelmeyen ne kadar yangın çıkarma aracı varsa tas tamam. Hatta yangın evlerde çıkacak olursa, duvar dibinde odunlar, kozalak çuvalları, ileride lazım olur diye 40 yıllık eski elbiseler bile ambarlarda depolanmış ki yangında bir iki itfaiye yetersiz kalsın. Konu komşu koştursun, alevler onlarca kilometre uzaklardan görülsün!
Her yıl gerek yanı başımızda gerek ülkemizde yüzlerce yangın oluyor, haberlerde görüyoruz. Komşunun asırlık evi, yılların emeği birkaç saat içinde nasıl yok olduğuna şahit oluyoruz ama ders almıyoruz!
Hem ne gerek var ki? Onlarca itfaiye bizim için deli divane oluyor. Milyarlarca lira masraf oluyor ama bize giren çıkan yok. Allah devletimize zeval vermesin!
İstediğin şişeyi, istediğin çöpü, strafor tabakları, plastikleri ormana, dere kenarına atabilirsin. Cezası var ama yazan yok, yazsalar da affederler.
Boş arsamızdaki, avlu duvarımızın dibindeki, yaya yoluna sarkan kuru fidanlarımızı biz niye biçelim veya temizleyelim ki? Belediye başkanına o kadar oy verdik. Temizlesin, temizletsin. Sıkıysa ağzını açsın, o sandık geldiğinde görür gününü. Zaten siyasiler oy kaybetmekten çok korkar. Oy kaybedeceğine halkın parasıyla pis insanların pisliklerini temizler, oylarını da alırlar. Atanmışlar zaten karışmazlar. Allah muhafaza, ceza yazdıkları naletin siyasi bir dayısı varsa, topla eşyalarını, sürüldün!
Hani biz siyasilere, atanmışlara canımız yanınca “hırsız, liyakatsiz, korkak, yalaka” gibi ağır ithamlarda bulunuruz ya, vallahi çok haklıyız çünkü kendimizden biliyoruz!
Dün iktidarda olanlara “yandaşı kayırıyor” diye küfrederiz, iktidar bize geçince aynı torpili, ayrımcılığı, kayırmacılığı bu sefer biz seçtiklerimizden isteriz.
Günden güne bozulan, çöken bir ahlaksal sorunumuz var. Okullar yetersiz diye özel dershaneler uydurduk. Gelsin paralar, açılsın kapılar, en yüksek puanı alsın çocuklar. Ahlak yok, eğitim yok, bilgi yükleme var. Camilerde bin 400 yıldır aynı terane! Abdest nasıl alınır? Orucu neler bozar? Hz. Ömer şöyle adaletliydi, Peygamberimiz böyle yoksuldu. Vaaz bitmiştir, getirin Mercedes’imi… Günahlarınızı affettirin! Tövbe yetmez, gelin size hacca veya umreye götürelim, gelsin dolarlar.
Neyse bakalım, hem Avrupa’dan hem İskandinavlardan ağır bulutlar ülkemize doğru yaklaşıyor. Güneyden gelecek bir rüzgarla bulutlar yön değiştirmezse iki haftaya yağmurlar gelecek gibi görünüyor. Yağmurlar yağarsa ne âlâ, yağmazsa bu kafayla biz daha çoook yanarız!
BİZ DAHA ÇOK YANARIZ !
Mustafa Yiğit
Yorumlar
Domaniç'e yapılan hizmetlerden memnun musunuz ?
Ankete Katıl