Hangi cümleleri kurabilirsiniz ki, o kutsal görevi üstlenmiş bir kadını anlatmaya. Anneyi diyorum. Yüce dinimiz İslam, cenneti işaret ederek annenin ayakları altına sermiştir.
Anne olmak öyle bir şeydir ki; dünyanın en kutsal görevini üstlenmişlerdir. Anneler... Onlar için evladının yaşı hiç önemli değildir.
Senin üstün açıkken uyuyamayan, sen mutsuzken mutlu olamayan kişilerdir onlar.
Kimse umursamaz belki uyurken açıldığını ama o asla kaçırmaz. Gelir takıntılı bir kadın gibi ve mutlaka kapatır açılan yerini.
Canından can alsan da ikna edemezsin üşümediğine, acıkmadığına, tok olduğuna ve hasta olmayacağına.
Öksürdüğünde belki senin umurunda olmaz ama o öksürük anı, saatlerce kalır bir annenin aklında.
Uzakta dursa da yakın hissedilen, canı hep dizinin dibinde olmak istenen, asla vazgeçilmeyen, evlatların varlığını varlığına armağan edebileceği, hep duygulu fakat tek duygulu insan annedir.
Hal böyleyken belki "bir" rakamı bizler için önemsizken bir şehit annesi için belki de çok şeyler hatta dünyaları ifade eder. Gözünden bile sakındığı belki günlerce başucunda uykusuz kaldığı bir evladını, bir şehit annesine hatırlatmak ne verebilir ki o anneye, acı ve gözyaşından başka....
Yukarıda saydığım fedakârlık örneklerini saymakla bitiremeyeceğimiz, Sevginin ve saygının en büyüğüne layık olan annelerimizin hakkını ödeyemeyiz.
Dinimizin Cenneti ayakları altına serdiği, sonsuz sevgi ve hoşgörüyle yetiştirdikleri nesillerle geleceğimizin şekillendirilmesinde önemli rol oynayan annelerimiz, Türk toplum ve aile yapısında müstesna bir yere sahiptir.
Türklerde anne, aile dokusunun temelini teşkil ederek şefkatin, fedakârlığın, sabrın ve özverinin sembolü, toplumun yapısını güçlendiren, şekillendiren, aile birliğinin en önemli unsuru olarak daima özverinin, sevginin kaynağı olmuştur.
Bu duygu ve düşüncelerle Kuruluşun toprağından Hayme Ana yurdundan kadın ruhlu Domaniç’ten başta şehit ve gazi anaları annem ve eşim olmak üzere tüm annelerin anneler gününü kutlarım.