Toprağına taşına, doğasına tarihine âşık olduğumuz, yıllarca hasretini çektiğimiz, gurbetten sılaya yıllık izine geldiğimizde; “Şurası şöyle olsa, burada bu yapılsa” dediğimiz bazı projelerimizi, 2007 yılından beri her seçimde adaylara tavsiye olarak dosyalayıp verirdik.

31 Mart 2024 yerel seçimlerine giderken, tasarruf tedbirleri gereği, adaylara dosya vermek yerine, toptan paylaşalım istedik.

Elbette her bir adayımızın kendilerine özel çok daha iyi projeleri vardır. Bizimkisi nacizane Avrupa görmüş, memleket aşığı birinin, dışarıdan bakan gözle farklı projeleri sunmaktır.

Bize göre Domaniç, tam bir emekli cenneti olmalı. Maaşı yeten yetmeyen emekliler, sağlığını, huzurunu düşünen, temiz ve sakin şehirlerde yaşamak isteyen, doğayı ve doğal ortamda yaşamak isteyen, organik tarım ürünü arayan, kampçılar, yürüyüşçüler, doğa sporcuları ne yapıp edip Domaniç’e çekmeli.  Bursa-Kütahya karayolunu yaz kış, çok iyi kullanmalı, tüm bu olanakları Domaniçli gençlere ekmek kapısı yapmalı.

 Bunu için de; 

 1. ŞEHİR PLANLAMASI ŞART:  

Doğuşun toprağı diye övündüğümüz Domaniç’te, Osmanlı’dan kalma pek bir eser yok. Olanlarda zaman içinde bakımsızlıktan ya yok olmuş ya da yıkıntı halinde. İlçemizin tarihi ve doğal yapısına uyan doğru dürüst mimarimiz ise hiç yok. Oysa Domaniç farklı olmalı, gelenleri geçenleri şaşırtmalı, dikkat çekmeli. “ Vay be atalarımız burada mı yaşamış” demeli. “Türkün ikinci Ergenekon’u Domaniç, Burası mı” dedirtmeli.

Oysa Domaniç’in girişlerinde ilkel ve bakımsız manzaralar, eski ve metruk evler, gecekondu gibi evler. 3 - 5 katlı beton yığını apartmanlar…

Yollarımız dağ yolu gibi kıvrım kıvrım, yaya kaldırımlarımız yetersiz, sosyal tesislerimiz yetersiz, otoparkımız hiç yok, pazar alanı mı hiç yok, çarşımız yok, yeterince kafe yok...

Son yıllarda tek yapabildiğimiz derli toplu bir küçük sanayimiz var oda 1970 model. Yamuk yumuk elektrik direkleri, kablolar tam bir görüntü kirliliği her iş yerinin uyduruk tabelaları, farklı farklı kapı ve dış mekân tasarımı, tozun toprağın çamurun içinde. Ama en azından hepsi bir yerde.

Çevre yolumuzda akıllara zarar ölüm tuzağı kavşaklarımız. Alt yapı dersen zaten yok. Sular patlar, kanalizasyonlar çöker, elektrikler gider. Telefonlar çalışmaz arada bul arızayı. Saatler geçer. Havada elektrik telleri, telefon telleri, internet telleri Rus salatası gibi kablo salatası… Aydınlatma desen bazı yerlerde son model ışıklar, bazı yerlerde mum ışığı gibi kızarıklıklar, bazı yerlerde ise ışık hiç yok korkunç karanlıklar.

Belediye başkanı seçilecek kişi bir sonraki seçimlerde oy derdine düşmeden iyi bir şehir planı yaptırmalı. Ne yapıp edip Domaniç’i kentsel dönüşüm programına aldırmalı. Domaniç’te evler, daha doğal daha tarih kokan, afetlere dayanıklı, doğru dürüst bir mimaride yeniden ele alınmalı. Bu süreçte alt yapı yenilenmeli, şehir planlaması da en az önümüzdeki 100 yıl için yapılmalı. Yeni yapılacak evler, kesinlikte bağımsız akıllı ve çevreci evlerden olmalı. Evlerimiz ve sokaklarımız kesinlikle bağımsız yeşil enerji ile aydınlatılmalı. Bunun için gerekli doğal imkanlara fazlasıyla sahibiz.

KAYNAK mı ? 

Son yıllarda ormanlarımızda tüm ülke genelinde olduğu gibi ısıtma ağırlıklı pervasızca bir kesim var. Kesim olmasa da yine tüm dünyada olduğu gibi orman yangınları var. Bu gidişle dünyamızda nefes alacak oksijen kalmayacak. Ormanı olan ve belli kriterlere sahip olan orman köyleri, kentleri dünya sağlığı için destekleniyor. Avrupa Çevre Bakanlığı, Çin ve Japonya gibi ülkeler Domaniç Ormanları gibi ormanı olan yerlere milyon dolarlık hibeler veriyorlar.  

Ağzı laf yapan, girişken ve iyi bir çevreye sahip olan Domaniç Belediye Başkanı, partisinin yetkili kurumlarından yardım alarak İlçemizin ekolojik ve coğrafi argümanlarını kullanırsa,  Domaniç’i yeniden inşa edecek kaynağı rahatlıkla bulabilir.

Domaniç Ormanları kömür ile kirletilmemeli, Domaniç ormanları ısınma ihtiyacı için kesilmemeli. Domaniç, kurulum maliyeti yüksek, Rusya veya Araplardan doğalgaz alarak dışa bağımlı bir ilçe olmak istemiyor. Domaniç, elektriği çevre dostu ve bağımsız yeşil enerji güneş ve rüzgârdan, ısınma ihtiyacını da hava ve su ısıtma pompalarından veya solar enerjili tabandan ısıtma sistemlerinden sağlamak istiyor.  Dünyaya nefes olan Domaniç ormanlarının korunması alternatif enerjiye geçişle mümkün bunun içinde dünya ülkeleri Domaniç’e kaynak aktarımında bulunacaktır.

SOSYAL ALAN: Sokaklarımızı, caddelerimizi geniş geniş yaptık, yaya yolu ve park alanlarımızı çoğalttık. Alt yapı sistemimizi her türlü afete hazırladık. Evlerimizi kendi ısısını ve elektriğini üreten akıllı ve çevreci evlerden yaptık.

Sıra geldi gezip tozmaya, dostlarla buluşmaya, genel kültürümüzü artırmaya, okuyup öğrenmeye, kendimize her yaşta yeni değerler katmaya…

Boş insan lüzumsuz insandır. “Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu” der Kuran, Zümer Suresi 9. Ayette.  “Gözden ırak olan Gönülden de ırak olur” demiş atalarımız. Boş insana şeytanı musallat olur. Gözden uzak olana atıp tutmaya başlar, dedikodu yapar. Dedikodu kızgınlıktır, kırgınlıktır, dargınlıktır, ayrışmalara, kutuplaşmalara kadar gider. Bölünmüş parçalanmış insanlar, güç kaybeder. Yaşadıkları yer yaşanmaz olur. Cennetleri cehennem olur.

İnsana meşguliyet gerek uğraş gerek yoldaş gerek. Bunun için de ilçede her kesime uygun eğitsel kurslar, sosyal faaliyetler, kültürel etkinlikler gerek. Kısacası toplumsal saygı sevgi için insanlarımızı sürekli yan yana göz göze getirmek gerek.  Bu görev, evde ana babanın, ilçede başkanın, ülkede başbakanın görevidir.

İSTİHDAM:

İlçemizin alt ve üst yapısını modernleştirdik, sosyal ve kültürel faaliyetler için parklar, kurslar, kafeler, açtık. Sinema, tiyatro, konserler gibi etkinlikleri artırdık.

Bize para da lazım. Para kazanmak için çalışmak üretmek lazım. İstihdam lazım. Domaniç’te fabrika yok, el kapılarına gidip çalışsak gidecek yol yok şartlar ağır.

Eskiler, “ Ekmek aslanın ağzında gidip alacaksın” derlerdi. Bizde diyoruz ki; “O ekmeği gidip aslanın ağzından alacağıma kendim üretirim. Aslan da gelsin benden alsın”  Pandemide iyice görüldü ki insanın birincil ihtiyacı ne teknoloji ne de lojistik. İnsanın birincil ihtiyacı gıda. Temiz gıda, doğal gıda.

Bizim kışımız uzun, havamız sert. Bu da hayvan ve hayvansal ürünler için çok büyük bir avantaj… Tabi dama 10 inek kapatıp yeme samana para verirseniz, üç dönüm tarlaya bir traktör ve ekipmanını alırsanız, batarsınız.

Belediye ilgili kurumlarla ortak çalışma yaparak. En az maliyetle en fazla ürünü alabilir. Sefa’dan Karamanlar’a dere boyu silajlık ekimi yaptırabilir. İlçeye dev bir hayvan ve hayvan ürünleri pazarı kurarak. Üretimi tek elden pazarlayabilir. Hayvanları damda besleme yerine yaylada yetiştirmek için ön ayak olabilir. Ayrıca, çekirdekli ve sert meyveler, gece ile gündüz arasındaki sıcaklık farkının yüksek olduğu yerleri sever. Al sana Domaniç; gündüz 30, gece 10 derece. Aradı ki fark 20 derece. Ceviz de bunun örneğini gördük. Ceviz olan yerde fındık da olur olan doğal fındığın yetiştiği çok yeri hepimiz biliyoruz. İlçemizde bir girişimci bin bir derde deva aronya meyvesini yetiştirdi. Bizde haberini yaptık. Onlarca dönüm binlerce fidandan toplanan aronya anında alıcı buldu. Üreticimiz ürünü, hasat edemeden yerinde sattı. Burada tek tek sayamayacağımız kadar imkâna sahibiz hayvancılık ve fidancılık konusunda.

Domaniç’in koyun başta olmak üzere, sığır, tavuk, balık eti ürünleri, süt ürünleri, çekirdekli ve sert kabuklu meyve ürünleri, kerestesi, doğa turizmi yani yol boyuna açılacak alabalık tesisleri, kebapçıları, ızgaracıları, baharatçıları, el sanatları ürünleri, Domaniç’in tamamına iş imkanı sağlayacak kadar fazla Domaniç Belediyesinin bunlara ön ayak olması istihdam sorunumuzu yerinde çözecektir.  Ayrıca yarım yamalak ilerleyen açık ceza evimiz faaliyete geçse, konseptinde 6 tane iş kolu vardı. Seracılık, orman ürünleri işleme, el sanatları ve aklımda kalan en önemlisi paketleme işi. Sefa’da yetişen çileğimizi, Muratlı’da üzüm ve bağ yaprağımızı (Salamura), Ilıcaksu’da balıklarımızı, Sarıot’da fasulyemizi bedavadan işleme, paketleme imkanı ile maliyetin ne kadar düşeceğini biliyor musunuz.

Tüm bunları en iyi şekilde pazarlayabilmemiz için Hayme Ana, Ebe Ana, Ebe Hatun, Selim Dede, Savcı Bey gibi kültürel etkinliklerimize,  Üzüm Festivali, Kuru Fasulye Festivali.  Alabalık Festivali gibi onlarca festival. Göç yolu bisiklet maratonu, koşu maratonu, motokros yarışları, okçuluk yarışmalarını da ekledik mi. Eğlenerek çalışacağımız, üreteceğimiz mutlu huzurlu bir ilçemiz olur diye özetlemek ve önermek istiyoruz.

İlgi duyanlarla, detayları bizzat konuşuruz. Her tavsiyemizin arkası ve alt yapısı doludur.