Bazen sinirlenir, “Ölsek de kurtulsak!” deriz.
Bazen, ölüp cennete gitmenin, Yaradan’la buluşmanın hayalini kurarız.
Ama kimse kolay kolay ölmek istemez; hatta daha uzun yaşamak için ne taklalar atarız!
Çekilen acılar, çileler, yaptığımız hatalardan pişmanlıklar bir yana…
Sadece bir defa hakkımız olan dünyada yaşama hakkını sonuna kadar kullanmak, hepimizin ortak emeli, ortak gayesidir.
Dünyada en sorunsuz insan, kendisiyle barışık olan insandır.
Kendini, eşini, çoluk çocuğunu, yaşadığı köyünü, mahallesini, ülkesini seven insan; aynı zamanda çevresine mutluluk, huzur ve eser bırakan insandır.
Kendisiyle barışık olmayan, aile içinde sorunlar yaşayan, kendisiyle çelişen insan ise hem kendine hem sevdiklerine hem çevresine sürekli zarar veren, huzuru bozan, ortamı geren insandır.
Bu insanları günümüzde deşifre etmek çok kolaylaştı.
Daha önce de yazdık; Sosyal Medya, bizim Mevlana Hazretleri gibi “Gel, ne olursan ol, kim olursan ol, tövbeni bin defa bozmuş olsan da yine gel” der.
Din, iman, ahlak, liyakat, diploma sormaz… Yeter ki gel, kullan ve reyting yaptır ki sosyal medya senin üzerinden para kazansın der.
Paylaşımların topluma faydalı mı, zararlı mı; kime ne faydası, ne zararı var? Sosyal medya bunlara bakmaz.
O, senin sırtından para kazanmak için sürekli seni kullanır.
İşte bu platformda iyiler olduğu gibi kötüler de vardır. Ve kötülerin bir damlası, bir kazan sütü bozmaya yeter!
Anneler, giyemedikleri elbiseleri küçük kızlarına giydirip paylaşarak iç dünyalarını dışa yansıtırlar.
Babalar, sağlayamadıkları otoritelerini sosyal medyada ahkâm keserek tatmin etmeye çalışırlar.
Kendini suçlu hissedenler, dini paylaşımları ile öne çıkar; din, iman, ahlak abidesi görüntüsü vermeye çalışarak belki de aslında kimselerin bilmediği sırlarını, hatalarını deşifre ederler.
Dünyanın en zengini de olsanız bazı güzellikleri satın alamazsınız!
Köyün en fakirinin yaşadığı mutluluğu yaşayamazsınız.
Biz diyoruz ki:
Ey insan!
Bırak, günahlarına tövbe ederek kendini suçlamayı!
İsyan edip durma düştüğün kuyunda!
Aile içi huzursuzluğunun cezasını, sosyal medyada tanımadığın insanlardan almaya kalkma!
Ne yap biliyor musun?
Yurdumun her köşesi güzel ama bir Domaniçli olarak söylüyorum: Domaniç’te sonbahar bir başka güzel! (En azından bana öyle geliyor.)
Her yıl yaşanan sonbahar, insan için sadece bir kere yaşanır; o da yaşlanabilirsen!
Sonbaharın sonu kıştır, ölümdür.
Ancak fidanlar ve bitkiler, seneye yine aynı yerlerinden yeşerecekler.
Ama sen, yaşlanabilecek kadar yaşasan bile hayatın boyunca bu dünyada sadece bir kez —ve de son kez— sonbaharını yaşayacaksın.
Ama… Yaşlanmaya bile garantin yok!
O yüzden iyi insan ol!
Arkandan sövdürme!
Çocuklarını utandırma!