Her birimizin muhakkak bildiği bir konu var ki, Kayıhanlıların Domaniç'e gelişleri 1200 lü yıllardır. 1071 den beridir Türk yurdu olan Anadolu, Türkistan’dan gelen Horasan Erenleri diye de bilinen Türklük ve İslam'ın Anadolu’da yaygınlaşmasını sağlamış eren ve evliyalar ile doludur. Bu eren ve evliyalar Anadolu’yu ilmek ilmek Türk ve İslam’ın güzelliği ile işlemiş ve günümüze kadar süregelen bir kültür mirası bırakmışlardır.
Türk milleti, İslamiyet’in kabulünden sonra da İslam öncesinde de kutsal olduğuna inandığı uygulamaları İslami inanca uygun hâle getirerek yaşamaya devam etmiştir. Bu inanç Kayıhanlılar başta olmak üzere Oğuzdan olan Türk boylarında da hakim bir anlayış olarak günümüze taşınmıştır. Hemen hemen Anadolu'nun her bölgesinde bunun örneklerini görebiliriz. Bunun en güzel
örneklerinden biri, ata mezarlarını ziyaret geleneğidir. Ata mezarını ziyaret etme anlayışı İslamiyet’le birlikte türbe ve yatır ziyaretlerine dönüşmüştür. İslam dininin katı kurallarına ve yasaklarına rağmen (medet ummak, bez bağlamak gibi hurafeler hariç) atalar kültünün İslami bir şekli olan veli kültü ve bunun neticesinde ortaya çıkan türbe ve yatır inancı, halk arasında oldukça fazla rağbet gören, etrafında çeşitli anlatılar, inançlar ve uygulamalar barındıran kutsal mekânlar hâline dönüşmüştür.
Özellikle yatır ve türbe kültürü ilçemiz ve köylerinde oldukça fazladır. Halk bu yatırlar hayratına kurbanlar ve adaklar keser, birlik ve Beraberlik adına anmalar düzenlemektedirler.
Hatta günümüzde bile Domaniç ilçe merkezinde bazı evlerin avlularında mezarlar bulunmaktadır. Bu konuyla ilgili kendisiyle yaptığım bir sohbette, 1927 doğumlu olup geçen senelerde aramızdan ayrılan Halil Karabulut amcamızın, anlatımı ile: "Belli senelerde kar yağışının çokluğu nedeniyle cenazeler, mezarlığa kadar götürülmeye müsait olmadığından, evlerinin avlusuna gömülmek zorunda kalınmış". Halil amcamızda bu vesile ile anmış olalım. Ruhu şad mekanı cennet olsun inşallah.
Türbe ve yatır geleneği, genelde Anadolu Bektaşilerinde, Domaniç’te ise Saruhanlar köyümüzde uygulana gelen önemli dini bir gelenektir. Aslında türbe ve yatır olgusunun arka planında dinî, kültürel, içtimaî ve tarihî etkenler söz konusudur. Bu gelenekte ziyaret yerleri, türbe ve yatırlar olabildiği gibi dağ-tepe, taş, yer, su ve ağaçlar da olabilmektedir. Aslolan hayratlar ile birlik, beraberlik pekiştirilip gelenek, görenek, atalarına bağlılık ve inançlarının gelecek kuşaklara aktarılması hedeflenmektedir.
Geçmişten günümüze tarihine ve kültürüne sahip çıkan Saruhanlar köyü halkı 2023 yılında bu güne kadar çıkılan dedelerde, Domaniç'in manevi mimarları huzurunda, Ebe Ana hayratında başta olmak üzere 1 Büyük baş, 15 Küçük baş, Arap Dede' de 10 Küçük baş, Paşa Balı Dede’de 10 Küçük baş, Ali Dede'de 1 Büyük baş, Ahmet Dede'de 10 Küçük baş, Şehit Dede'de 3 Küçük baş, Gül Ana'da 1 Büyük baş olmak üzere kurbanlar kesip, adaklar adamışlar. Rabbim kabul etsin inşallah.
Türk kültürü ve dinler tarihinde her daim var olan adak uygulaması, binlerce yıldır pek çok din ve kültürde çeşitli şekillerde yapılmaktadır. Adak, insanın, üstün veya güçlü olduğu düşünülen bir manevi varlığa, onun elinde bulundurduğu veya potansiyel zararlarından saklanmak için yaptığı sunumları ifade etmektedir. Adak kurbanlık bir hayvan, sahibi için değerli bir şey veya yapılan ya da yapmaktan kaçınılan bir eylemde olabilir.
Günümüzde de Saruhanlar köylüsü bu kültürü en güzel şekilde devam ettirip, diğer çevre köylere de örnek olmaktadır. Kesilen kurban ve adaklar Resulullah (S. A. V), Dört büyük halife, Ehli Beyt, Hacı Bektaşi Veli, Ahmet Yesevi başta olmak üzere tüm şühedanın aziz hatıralarının gelecek nesillere taşınmasına vesile olsun. Ulularımıza ve İlçemize manevi ruh üfleyenlere malum olsun. Kalın sağlıcakla.