SİZİN DE 10 KASIM BAYRAMINIZ OLSUN!

Abone Ol

Her dağın kendine has bir bitkisi vardır. Botanikçiler, yani bitki bilimciler, bu tür bitkilere kendi terminolojilerinde “endemik bitki” derler. Endemik bitki sadece o dağda yetişir, dünyanın da evreninde başka bir yerinde bulamazsın! Tüm canlılar, bitkiler gibi çevresel faktörlerin etkileşimi ile evrimleşerek kendine has bir hal alırlar. Nasıl ki Domaniç pazarında dolaşırken “Şunlar Çukurcalı, bunlar Bulamırlı” diyorsak; İstanbul sokaklarında da Laz’ı, Çerkez’i, Kürt’ü yürüyüşünden, lehçesinden tanırız. Bir göç ülkesi olan ve çeşit çeşit insanların yaşadığı Almanya’nın Berlin şehri sokaklarında dolaşırken, “Şunlar Çinli, bunlar İtalyan, ahanda bunlar İspanyol, ötekiler Arap” diye ayırt edebiliriz.

Kimileri kabul etmese de insanlar da yaşadıkları coğrafyaya göre şekillenmiş ve kendine has bir ırk oluşturmuşlardır. Dünyanın en eski ırklarından olan Türkler, binlerce yıl aynı kökten gelen insanlar olarak elbette büyük değişimler geçirmiş ve aslında melez bir toplum olmuştur. Ama kimi kendini hâlâ öz be öz Türk olarak görürken, kimileri (daha önce de yazdığımız gibi) kendilerini farklı görmeye başlamışlardır. Çünkü, “Kandır çeker” demişler! Bunun sebebi bazen sıradan bir evlilik, çoğunlukla savaşlarda tecavüz, az da olsa saraylarda haremin cariyesinden doğma gibi nedenler olabilir.

Bizler kendini Türk hissedenlerdeniz. Binlerce yıllık tarihimiz ile barışığız. İnancımız, töremiz, geleneklerimiz ile gurur duyar, içimizden çıkardığımız kahramanlarımız ile övünürüz. Kahramanlarımız genelde savaşlarda canını, kanını ortaya koyan ve vatan için fedakârlık edenlerimizdir. Oğuz Atadan geldik deriz. Ama Selçukluyu kuran Tuğrul ile Anadolu’yu fetheden Alparslan’la, Kayı Beyi Ertuğrul’la, Devleti Aliye’yi kuran Alpman’la (Osman), Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Mustafa Kemal ile gurur duyarız.

Son kahramanımız Mustafa Kemal Atatürk, 57 yıllık ömrünün çoğunluğunu cephelerde geçirmiş bir komutan, yok olan ülkesini kurtarıp yeni bir devlet kuran devlet adamı, devrimleri ile yeni bir çağ açan muhteşem insandır bizim için. Köle pazarlarında satılan, haremlerde tecavüze uğrayan, sayımlarda damdaki hayvandan sonra gelen kadınlarımıza, analarımıza medeni dedikleri Avrupa’dan bile önce insan statüsünü kazandırandır Atatürk! Okuyan, okutan; köylüsünü milletin efendisi yapandır Atatürk. Yedi cephede yedi düvele karşı savaşan, kazandığı savaşlarda düşmana bile saygı gösteren, “Yurtta sulh, cihanda sulh” diyen ilk ve tek liderdir Atatürk. Camileri sahtekârlardan kurtarıp Müslümanların hizmetine sunan, ecnebilerin kurduğu sözde her tür okulu, kursu kapatarak güvenliğimizi sağlayandır Atatürk.

Koca imparatorluğumuzu yıktılar, milyonlarca dönüm toprağımızdan kala kala Ankara ve civarı kaldı. Fatih’in İstanbul’u dahil Anadolu işgal altındaydı. Kıbrıs’ı da sattılar ama kurtulamadık. Atatürk üstün dehasıyla vatanımızı, namusumuzu kurtardığı gibi borçlarımızı da ödeyip bize yeniden bağımsızlığımızı kazandırdı.

Camilerde yeniden ezan okunmaya, tarlalarımız yeniden sürülmeye, fabrikalarımız harıl harıl çalışmaya başladı. Kendi uçağımızı bile yaptık. Ama her fani gibi O da öldü. Ölür ölmez leş kargaları üstümüze çöktü. Kimi Atatürkçülük kisvesi altında, kimi din iman edebiyatı ile Kur’an’sız Müslüman kisvesi altında, Yahudi’nin aklı, İngiliz’in desteğiyle yüz yılda bizi bu duruma düşürdü. Selçuklu yıkılırken akıllanmadık, Osmanlı yıkılırken akıllanmadık. Şimdi Cumhuriyet ile uğraşıyorlar.

Ama yıkamayacaksınız. Sizin satın aldığınız hainleriniz varsa, sizin kandırdığınız saflar varsa bizim de binlerce yıldır damarlarımızda dolaşan Türk kanı var. Türkiye Türklerindir, “Ne mutlu Türküm diyene.” Ha olur da bir gün başarırsanız, işte o zaman sizin de 10 Kasım Bayramınız olsun!