Dijital platformlar geliştikçe yazılı basın, kitap, dergi gibi baskıya dayalı kitlesel iletişim araçları yerini dijitale bıraktı.
Biz bunu çok önceden öngördüğümüz için 16 yıl önceden önlemimizi aldık ve daha çoğu büyük yerel gazetelerde yokken Domaniç'te ilk internet gazetesini halkımıza açtık.
Tahmin ettiğimiz gibi gelişmiş ülkelerde yazılı basın yerini hızla daha hızlı ve daha kolay olan internete geçerken basılı gazetelerde tarih olmaya başladı.
Gelişmiş devletler, basınını korumak için yeni teknolojiye ayak uyduran kanuni uygulamalarını hemen hazırlayıp yeni basının işlemesini kolaylaştıran yasalarını yürürlüğe koydular.
Bu ülkelerde gazetecilerin dışında kimse haber yapamaz, haberleri çalamaz, merdiven altı sözde gazetecilik, yandaşlık, trollük yapamaz adamların yasaları var.
Nasıl ki eskiden okuyan, çevresinden haberdar olmak isteyen akıllı insanlar parasını ödeyip gazete alıyorlardıysa günümüz gelişmiş ülkelerinde insanlar haber sitelerine abone olarak çevresinden ülkesinden ve dünyadan en temiz haberleri alarak gündeme hakim oluyorlar. Okudukları haberin bedelini ödüyorlar. Her şey sanal alemde olduğu için de gazetecinin masrafı çok azaldı. Okuyucu da haberi çok çok daha ucuza okur oldu.
Yani günlük bir Euro ödeyip bir gazete alan okuyucu, şimdi aylık 30 Euro yerine 5 6 Euro ödeyerek aylık gazetesini istediği yerde anında okuyor. Ha reklamları da görmek isterse ücretsiz abone oluyor. Gazete de parasını Google gibi arama motorlarından alıyor.
Bizde beklenen olmadığı gibi işler iyice zora girdi. Küçük ilçelerde bile basılı gazete sayısı birden ikiye çıkarıldı. Artan maliyetler işi iyice zora soktu. Domaniç Gazetesi olarak abonelik bedeli yurt içine yıllık 15 lira, yurt dışına ise 30 lira talep ediyorduk. 18 yıl sonra geldiğimiz nokta da yıllık yurt için 750 liraya çıktı. Maliyeti bile kurtarmıyor. Yurt dışı mümkün değil . Bir gazete 15-20 kuruşa gönderilirken 50-60 liraya çıktı. Üstelik hafta da bir yerine iki gazete.
Ha bu arada internet gazeteciliği de zorunlu ama gazetenizin, haberlerinizin koruması, telif hakkı yok. Denetimsiz merdiven altı site açan herkes haberlerinizi çal yapıştır yapabilir. Resmi olan bizleri sıkı bir denetimden geçiren yetkililer, merdiven altı sitelere karışmıyoruz diyorlar resmen yüzümüze.
Hal böyle olunca haber kirliliği hat safhada, işin zorluğu hat safhada. Haberi çalan çalana, takla attıran attırana…
Eskiden heyelanlı bölgede taşlar düşüyor diye bir haber yaptık mı, ilden vali, ilçeden kaymakam, siyasiler hemen müdahale ederdi. Şimdi troller haberin cılkını çıkarıyor, hırsızlar çal yapıştır ile haberin içine ediyor.
Hizmet beklerken hezimete uğruyoruz. Acaba Ramazan'da bir şey değişir mi dedik. İlk hafta, “Gavurlar gibi dini gün ve bayramlar da zam yapmasak mı?” dedik olmadı. Kuran'ı okusak mı dedik kimse okudum demedi. Arkamızdakileri utandırmayacak işler yapsak dedik bir tepki yok.
Neyse Ramazan'ın daha yarısındayız belki bundan sonrası iyi olur.
Okuruz, öğreniriz, hizmette yarışırız inşallah !