GAZETECİ OLUNMAZ DOĞULUR (muş)

Abone Ol

10 Ocak 1961’de hakları için direnen çalışan gazeteciler, sendika üzerinden haklarını kazanınca, bağlı bulundukları sendika bir kutlama yapmış. 1962’den sonra da Türkiye’de her yıl 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü olarak kutlanmış.

Çalışan Gazeteci diye bir ayrım yaptığınız zaman, ortaya bir de çalışmayan gazeteci çıkmaz mı ?

Yıllar sonra yaşayarak öğrendik ki çalışmayan gazetecilerde oluyormuş…

Neyse konumuz bu değil !

Gazetecilik sanatçılık gibi Allah vergisi bir kabiliyet ister. Örneğin, “Bu iş olmadı, bari sahneye çıkıp şarkı söyleyerek paramı kazanayım” diyemezsiniz. Allah vergisi doğuştan bir sesinizin olması lazım.

Gazetecilikte öyle…

Meraklı olup araştıracaksın. Şüpheci olup her duyduğuna inanmayacaksın. Araştırmacı olup gizleneni, bilinmeyeni ortaya çıkaracaksın. Cesur olup olayların üzerine korkusuzca gideceksin. Fedakar olup ailenden, rahatından, konforundan taviz vereceksin. İnat olup istediğine ulaşana kadar her yolu deneyeceksin. Asi olup baskılara boyun eğmeyeceksin.  Anarşist olup gerekirse hak için kendini en öne atacaksın. Dürüst olup halkına güven vereceksin. Namuslu olup asla kalemini satmayacak, gazeteciliğini başka amaçlar için kullanmayacaksın.  Ahlaklı olup etrafında ukalalık, şımarıklık, toplum geleneklerine aykırı davranışlarda bulunmayacaksın. Farklı olup ya siyah ya beyaz, ya sağ ya sol diyenlerden olmayacak, diğer boyutları da görüp gösterebileceksin. Diğerkam olup önce kendini haber mankeninin yerine koyacaksın ki işini doğru anlayıp doğu yapabilesin. Onun bunun adamı, tarafı olmayacaksın. Taraflara muhalif olacaksın ama asla karşı olmayacaksın ! Tek taraflı haber yapmayacaksın. Şartlar ne olursa olsun at gözlüğü ile olaylara bakmayacaksın.  Haberi, oradan buradan çalarak, kopyalayarak, kulaktan duyarak değil sahada koklayarak, birkaç yerden teyit alarak yapacaksın. Kalemini asla silah olarak kullanmayacaksın !

Tüm bunları bünyende topladıysan geriye kalıyor haberi iki cümle ile uzatmadan, kıvırmadan, sallamadan halka ulaştırmak. İşte bu yeteneklerde sadece bazı mesleklerde olduğu gibi Allah vergisi ile oluyor… Bu yüzden meslek büyüklerimiz asırlar öncesi, “Gazeteci Olunmaz Doğulur” demiş. 

Zor bir meslektir. 7/24 değil 7/25 çalışırsın. Asla emeğinin maddi karşılığını alamazsın. Asla kimseye yaranamazsın. Zaten haberde 1. ilke yaranmak değil kamu yararı olmalıdır.

Ama…

İşini olması gerektiği gibi yapıyorsan, hiçbir zaman kazanamayacağın o paranın açamadığı kapıları açarsın. Hiçbir zaman ulaşamayacağın insanları tanır, bilgine bilgi, görgüne görgü, tecrübene tecrübe, farkına farklılık katarak manevi zenginliğe ulaşır, hayatı her boyutta yaşar, hak için halka hizmet etmenin huzuruyla öldükten sonra bile yaşarsın.

Bu yıl meslekte 34. yılımı doldurduğum 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününde, günümüzü kutlayan binlerce gerçek dosta canı gönülden teşekkür ederim.

Domaniç Gazetesine sahip çıkan başta abonelerimiz, sponsorlarımız olmak üzere tüm okurlarımızdan Allah razı olsun ! Psikolojide Gizli Hayranlık diye bir tanım varmış. Kişilik bozukluğu olan, kompleksli insanlar sürekli hayran oldukları insanları yerden yere vurur saldırır hakaret edermiş. Yani kötü niyet yokmuş ! Size de selam olsun !