Gurbetçiler gitti arkalarından birazcık dedikodu yapsak ayıp olmaz herhalde !
Gurbetçilerimizin büyük çoğunluğu memleket hasreti ile yanıp tutuşuyor, vatana dönme hayalleri kuruyor ama çoluk çocuk oralarda doğmuşsa, yuva kurmuşsa çok zor tabi...
Bazıları da var ki bize “ Ay siz burada nasıl yaşıyorsunuz” diyor.
Bunu diyenler, modern Avrupa’ya uyum sağlamış, diskolara, tiyatrolara, sinemaya, yüzmeye giden insanlar olsa ne ala ancak genelde, ev iş cami, arasında yaşayan kazandığı maaşla anca geçinenler olunca insanın gücüne gidiyor.
Audi, Mercedes , BMW gibi araçlarla geldiklerinden, Türkiye’yi de 70’ler 90’lar Türkiye’si zannettiklerinden bizi gariban saf köylü zannediyor, ilkel bir yaşam yaşadığımızı zannediyorlar herhalde….
Oysa ben istersem Domaniç’te Şahin arabamı satıp, Almanya’ya tatile gelebilir, elimdeki parayla bir de bir BMW, Audi alabilirim….
Neyse işin ironisi ayrı naapsın garibim. Oralarda yabancı, buralarda Almancı. Onlar da kendilerini bir şekilde mutlu etmenin hayallerini kuruyorlar.
İnsan doğduğu topraklara bir şekilde bağlanıyor. Birazcık becerin varsa, aklını kullanırsan doğduğun topraklarda da mutlu olmanın yollarını bulabiliyorsun.
Domaniç, büyük şehir değil, yüzme havuzu yok, denizi yok, türkü barları, alışveriş merkezleri yok, küçük olduğu için imkanları da küçük.
Demek ki burada sınır belli küçük şeylerden mutlu olmasını bileceksin !
Domaniç’te aç kalman açıkta kalman pek mümkün değil. Çaresiz kalmaktan da korkma her kes birbirini tanıdığı için mutlaka darda kalana yardım eden birileri çıkıyor.
Büyük şehirde gökdelende yüzbinlerce insan arasında yapayalnız yaşamak güzel olabilir.
Domaniç’te en fazla birkaç kat apartmanlar var, küçük küçük sıcacık müstakil evler var. Evden çıksan bir apartman komşun çaya davet eder, öteki bahçeden kopardığı domatesleri eline tutuşturur.
Yol kenarlarında erik, elma, armut gırla gidiyor. Pazara manava gitmeden dalından meyve yersin, bahçeden sebze yersin.
Bizim kasaplarda domuz eti, at eti olmaz en kaliteli eti yersin. Sahte bal arasan bulamazsın !
Şehirlinin maaşını döktüğü Pazar alışverişini biz bağdan bahçeden penceremizin dibindeki ağaçtan karşılarız.
Sosyal faaliyet mi istiyorsun düğünler var, Hayme Ana törenleri, güreşler var. Dünyanın en güzel dağlarına sahibiyiz ki zenginler masraf edip gelip geziyor, biz hem gezip hem melki toplayarak mutfağa da katkı sağlıyoruz.
Konfüçyüs; çalışmadan yaşamak istiyorsanız sevdiğiniz işi yapın demiş. Domaniç’te kendine bir uğraş bulursan çalışmadan yaşar, musmutlu, özgür, güvende, eş dost bir arada yaşar gidersin vesselam.