Son iki haftadır Yaklaşan yerel seçimler üzerine yazılar yazdım. Bu hafta ise güncel konulara değinme ihtiyacı hissettim. Çünkü geçtiğimiz 3 Aralık engelliler günü idi. 5 Aralık ise Türk kadınlarına siyasi hayatta seçme ve seçilme hakkı tanıyan anayasa değişikliğinin TBMM’de kabul edilişinin yıl dönümüydü.

Velhasılı sıradan günler gibi görünse de aslında her birimizi ilgilendiren  özel günlerden. En azından benim için önemli. Muhakkak bir iki cümle yazılması gerekiyor ve ben bu konulara değinmek istiyorum bu haftaki yazımda.

'Engelli kardeşlerimiz'.

Onlar, yaşama dair ilham kaynağımız.

Daha doğrusu bizlerin "Engelli" kalıbına Sığdırdığımız kimimizin annesi, kardeşi, babası, çocuğu vb gibi, bizden ve bizim gibi insan olanlarımız.

İnsanın kolu bacağı, gözü olmayabilir. Kulağı duymayabilir, bedeni tutmayabilir. Ama her şeyden önemlisi kalbi vardır. Sever, hisseder, yaşama sevinci ve gayreti vardır. Hepimiz onlar gibi bir engelli adayıyız aslında. Yarının ne getireceği hiç belli değil. Empati kuramamamız, egolarımız, sevgisizlik en büyük engel bence.

Vatan uğruna uzuvlarını kaybetmiş ve bedensel engelli olmuş Gazilerimiz başta olmak üzere her engeline rağmen yaşama sevincini kaybetmemiş bütün engelli kardeşlerimin, büyük bir fedakarlık göstererek evlatları için gecesini gündüzüne katan engelli anne ve babaların  geçtiğimiz 3 Aralık Engelliler Günü'nü kutluyorum.

Kadın annedir. Türk kültüründe, merhum Neşet Ertaş'ında dediği gibi, kadın insan, biz ise insanoğlu" deyişi anlam ve hakimiyet taşır. Tomris hatundan, Hayme Ana' ya, Cumhuriyet tarihinin kadın kahramanları bitmez ve tükenmez.

Neşat Ertaş demişken; Domaniç geçtiğimiz pazar günü Neşat Ertaş’ı andı. Harika bir geceydi. Öncelikle bunu belirteyim. Domaniç Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, 'Değerlerimizi Anıyoruz' etkinlikleri çerçevesinde, Türk halk müziğinin büyük ustalarından Neşat Ertaş için anma konseri düzenledi. Bağlamanın sesi Domaniç’lilerin kulaklarının pasını sildi adeta. Bu anlamlı gece için emek veren herkesi kutluyorum. Yukarıda da belirttiğim gibi harika bir geceydi.

Asıl konumuza gelecek olursak, tekrar tekrar yenilemekten bıkmayacağım bir konu var ki; Domaniç kadın ruhludur, deyip her fırsatta dile getireceğim.

Geçen 5 Aralık, Türk kadınlarına siyasi hayatta seçme ve seçilme hakkı tanıyan anayasa değişikliğinin TBMM’de kabul edilişinin yıl dönümüydü. Bu tarih aynı zamanda “Dünya Kadın Hakları Günü” olarak kutlanmaktadır. Bu duygu ve düşüncelerle, Domaniç, Hayme Ana gibi, Arife Bacı, Ebe Ana, Ebe Hatun ve ismini bilemediğimiz nice kahraman Anneler, yakın dönemde çılgın Türk kadını Habibe ve Aza Emine gibi vatanperver kadınlar yetiştirmiştir.

Tarihinde bir çok kadın kahraman yetiştiren Domaniç’in cinsiyeti nedir diye sorulursa bu anlamda  “kadın” diye cevap verebilirim. Hayme Ana başta olmak üzere bizleri Cumhuriyet’e ulaştıran Mustafa Kemal Atatürk'ü rahmetle anarak;  Aile kurumunun temel taşı, dinimizin bile ayaklarının altına cenneti serdiği, milli ve manevi değerlerin, kültür ve geleneklerin en önemli temsilcisi, taşıyıcısı ve koruyucusu olan, bizi biz yapma yolunda yüreklerinde ki sevgi ve şefkati karşılıksız veren, başımızın tacı, hakları ödenmeyecek olan, Şehit anne ve eşlerinin, annem ve eşim başta olmak üzere kadınlarımızın geçmiş, Kadın Hakları gününü kutluyorum.

Engellerimizi aştığımız, yaşama sevincini kaybetmediğimiz, anne olan kadınlarımızın hunharca cinayetlere kurban gitmediği güzel bir gelecek için kalın sağlıcakla.