Domaniç'e ne zaman bir yol yapılsa, ya da bir sokağa caddeye kaldırım döşense, Domaniçli araç sahipleri yol bitene kadar yıkamacıdan ve tamirciden çıkamaz ya da evlerde tozdan topraktan insanlar mikrop kaparak hastalanır.

Neden mi ?

Domaniç'te yapılacak yol önce kazılır. Yüklenici firma iflas etmezse, kaçmazsa veya işi savsaklamazsa kazılan yol oturması için bir yıl bekletilir. Sonra dolgu yapılacak yerler doldurulur ve bir yıl daha bekletilir. Sonra mıcır serilir ve aylarca ziftle mıcırın bir birine yapışması güneşe ve yoldan geçecek araçlara devredilir.

Bu arada aracını mıcıra kaptırıp takla atanlar kazada ölmediyse, “ Allah korumuş. Geçmiş olsun. Bir daha ki sefere daha yavaş araba kullan ” vaazı nasihatinde bulunulur.

Yine bizde bir yere kilitli taşla kaldırım yapılacaksa aynı prosedür izlenir. Önce yol, kepçe ve greyderlerle düzeltilir. Bir yıl, yolun oturması beklenir. Sonra kaldırım döşenir. Üzerine kum serilir ve kumu taşın aralarına doldurması ve yolun oturması için yol araç trafiğine açılır. Bu arada aracını kuma kaptıranların suçlusu araç sahipleridir. Peki ya o tozu toprağı yiyen kenardaki evlerin suçu nedir. Bahane daha da güzel yarın yol kendiliğinden düzeldiğinde rahat edeceksin. (Hastalığı kaptıktan sonra !)

Peki bu işin doğrusu nedir ?

Yabancı ülkelerde görüp şahit olduğumuz, Hans'ın yaptığı işleri bir kenara bırakalım. Siz hiç büyükşehirlerde kaldırım döşenip üzerine kum serilip bırakılan kaldırım gördünüz mü? Veya yapılan yeni yolların aylarca araç trafiğine açılıp yolun oturmasını beklediklerini gördünüz mü?

Yok öyle bir dünya. Yüklenici firma yolu yapar. Silindirle yolun durumuna göre bazen bir gün bazen bir hafta ıslatarak yolu oturtur. Asfaltını atıp dört dörtlük yolu trafiğe öyle açar ki, ağaların, paşaların, şehirli insanların arabaları bozulmasın, kirlenmesin. Kaza yapıp yaralanmasın ve hatta ölmesin. Bizim arabalar araba değil canımız can değil.

Yine kaldırım işinde, kaldırımı yapan firma kumu serip taş araları dolana kadar süpürgeyle ileri geri yapar ki, en fazla bir kaç saatlik bir iştir. İnsanlar tozda toprakta boğulmasın. Bebeler hastalanmasın, yaşlılar solunum zorluğu çekmesin, kuma kapılan araçlar takla atmasın, boyaları çizilmesin belki en önemlisi de daha kaldırım araları dolmadan ağır araçlar geçerek yeni yapılan yolu bozmasın.
Bizde yeni yapılan kaldırımların trafiğe açıldığı gün bozulmaya başlaması, kumun taşına arasına girmeden ağır vasıta araçların taşı oynatmasından kaynaklanır.

Yüklenici firmalar bu işi çok iyi bilirler ama küçük yerlerde siyasileri de, belediye başkanlarını da kandırmak kolaydır. Onların da halkı kandırması kolaydır.

Domaniç'te siyasiler ve ya belediye başkanları size, “ yolun oturmasını bekliyoruz” diyorsa. “Yola serilen kumun, taş aralarını doldurmasını bekliyoruz” diyorsa. Bilin ki yüklenici firma kumu süpürerek masraf etmesin, ya da diğer firma silindirle çok mazot yakmasın. Bizim acelemiz yok. Birkaç canımızı feda edelim. Birkaç aracımızı feda edelim. Eh biraz da sabır edelim. Onlar kazansın siz kaybedin” demek istiyorlardır. Bilerek ve ya bilmeyerek.

Editör: Serdar Yiğit