Domaniç, Türk’ün özü ve mayası olan Yörük Türkmenlerin yurdudur.
Domaniç başta olmak üzere dünya üzerindeki Yörük Türkmenlerin alamet-i farikalarından birisi yani diğer Türk boylarından ayırıcı özelliklerinden birisi “Keyye”dir. Keyye kelimesi Arapça kökenli “keyf” kelimesinden türetilmiştir. Keyf kelimesi mizaç, yaradılış, karakter, durum gibi anlamlara da gelmektedir. Keyf kelimesinin sonuna müennes “ye” har eklenerek “keyye” haline getirilmiştir. Yani Yörük Türkmenlerin karakterini mizacını durumunu belirten bir simge olmuştur.
Genelde Keyye olarak bilinmekle birlikte “poşu” olarak da ifade edilmektedir.
“Poşu” kelimesi farsça olup “keyye” kelimesinin karşılığıdır.
Türkçe’de “dolama” gibi isimler kullanılmış olsa da, günümüzde daha çok “keyye” kelimesi kullanılmaktadır.
Tam bir tanım olarak Keyye; omuza atılan, başa sarılan kenarları saçaklı/püsküllü ipek, yün, pamuk vb. gibi ürünlerden dokunan, üzerinde gökkuşağının renklerinden oluşan kalın veya ince çizgileri olan özel boyun bağı (atkı/boyunluk) veya örtüdür.
Yörük Türkmenler, Horasan’dan çıkarak Anadolu’ya doğru göç ederken gökkuşağındaki renklerden dokudukları keyyeleri başlarına ve omuzları üstüne bağlayarak bir simge gibi kullanmışlardır. Yörük Türkmenlerin birbirlerini tanımalarını sağlayan bir paroladır. Onları kendi soydaşları olan diğer Türk boylarından ayıran bir semboldür. Soydaşı olan diğer Türk kavimlerinden ayırmaya yarayan ve farklılığını belirten özel işarettir. Yani Yörük Türkmenlerin alamet-i farikasıdır. Keyyenin oluşturulması ile ilgili bir rivayet anlatılmaktadır. Rivayete göre;
Bir yaz günü Horasan’da Yörük Türkmen beyleri çadırlarında kurultay halinde, “nasıl bir alamet-i farika (sembol/parola) kullanacakları” konusunda istişare ederken o sırada dışarıda haften yaz yağmuru yağar ve biraz sonra da diner. Yaz yağmurundan hemen sonra kurultay çadırının karşısında gökkuşağı oluşur. Yaşlı Yörük Türkmen beylerinden birisi bunu fark eder ve “işte alamet-i farikamız, nişanemiz bu renkler olsun” der. Kurultay çadırında bulunan diğer Yörük beyleri bunu kabul ederler. Gökkuşağında bulunan renklerden kumaşlar dokuyarak sembollerini oluştururlar.
Yörük Türkmenler, bir de bu gökkuşağı renklerine anlamlar yüklemişlerdir. Buna göre;
Mavi (Gökçe) : Kutsallığı, özgürlüğü, huzuru, enginliği simgeler. İnancı ve güveni ve çağrıştırır. Bağımsızlığı ve sonsuzluğu vurgular. Yön: Batı
Kırmızı (Kızıl) : Şehitlerin kanını, savaşı, şiddeti, değişimi, aşkı simgeler. Ateşi ve bayrağı vurgular. Kızgınlık ve intikamı çağrıştırır. Yön: Güney
Beyaz (Akça) : Soyluluğu, temizliği, saığı, devleti ve merkezi simgeler. Işığı ve yaşamı çağrıştırır. Egemenliği ve yüceliği vurgular. Yön: Doğu
Yeşil : Doğayı, gençliği, doğumu, canlılığı simgeler. Dirilişi çağrıştırır. Muradı vurgular
Sarı: Olgunluğu, deneyimi, düzeni ve bağımlılığı simgeler. Bereketi ve bolluğu çağrıştırır. Merkezi ve birlikteliği vurgular. Yön: Orta